11 Kasım 2016

KATİLİN KIZI (1964)

HUNP: 8,4







Katilin Kızı

Vizyon Tarihi : 1964

Hunp : 8,4

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :

Ayhan Işık Ayhan Işık Ayhan
Parla Şenol Parla Şenol Oya
Hülya Koçyiğit Hülya Koçyiğit Gül
Kadir Savun Kadir Savun Yarımbardak Süleyman
Hulusi Kentmen Hulusi Kentmen Hulusi Örmen
Serpil Gül Serpil Gül Oya'nın Annesi Ayten
Senih Orkan Senih Orkan Necmi
Sadettin Erbil Sadettin Erbil Hilmi Koray
Nubar Terziyan Nubar Terziyan Rüknettin
Muammer Gözalan Muammer Gözalan Doktor
Muzaffer Yenen Muzaffer Yenen Doktor
Hüseyin Güler Hüseyin Güler Komiser
Selahattin İçsel Selahattin İçsel Salatalık Amca
Nezihe Güler Nezihe Güler Sakızlı Raziye
 Talia Saltı Talia Saltı Komşu
Ahmet Koç Ahmet Koç Polis Memuru
Hüseyin Salıcı Hüseyin Salıcı Hakim
Afif Yesari Afif Yesari
Orhon M. Arıburnu Orhon M. Arıburnu   Avukat
Osman Alyanak Osman Alyanak Nubar Terziyan Seslendirmesi
Kemal Ergüvenç Kemal Ergüvenç Kadir Savun Seslendirmesi
Abdurrahman Palay Abdurrahman Palay   Ayhan Işık Seslendirmesi
Sami Ayanoğlu Sami Ayanoğlu Hulusi Kentmen Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Müzik
Görüntü Yönetmeni
Süre
94 dk
Tür
Özellikler
Siyah Beyaz, 35 mm
Ülke
Türkiye
Etiketler












Eşini kaybeden bir adamın yaşadıkları konu edilir. Ayhan, patronu Hulusi Bey’in kızı Ayten ile aşk yaşar. Ancak Hulusi Bey kızını Ayhan’a vermek istemez. Bu yüzden Ayhan, Ayten’i kaçırır ve evlenirler. Bir süre sonra Oya adında bir kızları dünyaya gelir. Ne var ki Ayten doğum esnasında hayatını kaybeder. Kızının ölümünden Ayhan’ı sorumlu tutan Hulusi Bey, torununun vekâletini almaya çalışacaktır. (Meltem İşler Sevindi)


Ayrıntılar:

‘Romance-Jeux Interdits’ (‘Forbidden Games’ için düzenleme Narciso Yepes-1952) Gül’e çok yakışmış.
Ayhan, (bir kadeh rakının yardımı ile) Süleyman’a; “Yahu, çok tatlı be! Ya samimiyeti. Ah, nasıl anlatayım sana! O baktıkça Ayten’i görmüş gibi oluyorum. İçime öylesine tatlı, öylesine ılık bir şeyler doluyor ki. Hele gözleri! Güneş gibi parlıyor yahu” diyor.
Ayten’in resmine de “Elimde olmayan bir kuvvet sürüklüyor beni. Kurtulmak istiyorum bu badireden. Ama nihayet ben de insanım! Ne olur beni affet. Ne yapayım seviyorum, O’nu da seviyorum” demişti!
‘Nights in the Gardens of Spain (Noches en Los Jardines de Espana); I. In the Generalife (En el Generalife)’ (1916) (Manuel de Falla).
“Şerefinize!” İlk sahnede, Süleyman’ın rakısına eklediği su gibi, yaşantılarına karışıveriyoruz kahram anlarımızın.
“Her gece yarım bardaklık bir tayınım var ya, arkadaşlar, Yarımbardak Süleyman derler bana. Doğrusu, bu adı Ayhan taktı. 6-7 sene oluyor, o zamanlar ikimiz de Hulusi Bey’in fabrikasında çalışırdık. Ben Garaj Amiri’ydim, Ayhan da nakliyata bakardı. Hani, yüreğine bileğine sağlam, aslan gibi delikanlı. İlk görüşte O’na abayı yakmayan hatun yoktu muhitte. Ehli namustu kerata. Patron Hulusi Bey’in kızı Ayten’le birbirlerini seviyorlardı.”
Kızını istemiş, Hulusi Bey de cevap olarak işten çıkarmış bizimkini! Ayten ise yürekli kız, kaçmayı O teklif etmiş.
“Baktım olacak gibi değil, sıvadık kolları. Bizim evin sahibi Sakızlı Raziye, ucuz fiyatla iki oda kiraladı Ayhan’a. Eksik olmasınlar eş dost da dayadılar döşediler.”
Milyonların sahibi genç kız, ‘ufacık bir bavulla’ Ayhan’a kaçar.
“Hey güzel Allahım, ne severlerdi birbirlerini. Aytencik evini görünce (sevinçten) çılgına döndü. Ee, iki gönül bir olunca samanlık seyran olurmuş derler ya, doğruymuş. Bu dalga fena koydu bizim patrona. Koskoca Hulusi Bey sanki yıkıldı gitti. Hani, yalnız O’na kalsa eş dost araya girip tatlıya bağlarlardı işi.” Ama etrafındaki yağcılar rahat vermemişler.
Evlatlıktan reddeder kızını. Ayhan’a mirasından hiçbir şey koklatmayacakmış!
“Ayten’in kılı bile kıpırdamadı. Ne kızdı be yahu. Sen, koskoca milyonerin evinden kalk gel, fabrika önlerinde kocanla işe git, tezgâh başı yap, geceleri dikiş dik, zeytin ekmek ye, gene de yüzündeki gülüş solmasın!”
Hamileliği sırasında mahallenin tecrübeli ihtiyarları bir araya gelmişler. “Dikiş diktiler, yün ördüler küçük misafire. Sonra, doğum yaklaştı, yaklaştı geldi çattı.”
Hastanede çocuğun kız olduğunu öğrendiğinde, hiç beklemediği bir durumla karşılaşır Ayhan. “Maalesef eşinizi, çok uğraştık ama kurtaramadık!”
Bu zor günlerde, Süleyman, en büyük desteği. Hulusi Bey ise kızının ölümünden sorumlu tutmakta. Mezarlıkta tokatlar O’nu!
“Kaldık mı üç günlük yavru ile yapayalnız. Aytencik, ‘çocuk kız olursa adını Oya koyarız’ demişti. El ele verdik, Oya’yı büyütmeye ahdettik… Gece bastımı bir efkâr çökerdi içimize. Beşikte sallanan ufacık bir yavru, köşede çiçekler arasında anasının resmi, sabahlara kadar resme bakan bir genç!”
Ayten için hazırladığı bu köşeye her gün taze bir gül bırakıyor Ayhan. Yıllar sonra bambaşka bir ‘Gül’ ile resmin önüne gelecektir.
“Gün dediğin ayları, aylar seneleri kovaladı. Sonra bir gün baktık, 7 yaşına basmış Oya kız.”
Bu günlerde Hulusi Bey, Avrupa’dan, ne olduğunu öğrenemeyeceğimiz eğitimini bitirip geri gelen yeğeni Gül’ü Hilmi ile nişanlanmaya zorluyor. Gırtlağına kadar kumar borcu içinde olduğunu bilmediği damat adayına işlerinin idaresini de bırakmayı planlamaktaydı üstelik. Dolduruşuna gelip, torununu yanına almak için dava bile açar.
Oya’yı ziyarete gelişleri sırasında Gül ile Ayhan arasında bir yakınlık başlıyor. Bir seferinde “Siz çöle düşen yağmur gibisiniz” diyebilmişti delikanlı. ‘Oya kız’ ise çok mutlu. Bu yakınlaşmayı sezinlediğini hissettiren sözlerle Onları utandırmaktan geri kalmaz.
Hulusi Bey de bir zamanlar çok kızdığı Ayhan’a karşı artık daha anlayışlı.
Bir gün (‘Yarımbardak’ takma adını duyup çok güldüğü) Süleyman’la dertleşir; “Torunumu iyi yetiştirmiş. O’nu benden esirgemesin. Davaya gelince, hata etmişim özür dilerim.”
Milyonlara konma hayali suya düşen Hilmi, kumar borcu için sıkıştıran Necmi ile bir plan hazırlıyor; Fabrikatörü öldürüp suçu Ayhan’ın üzerine atacak!
Ancak mahalledeki çocukların yardımı ile bu tuzak da tutmaz.
Filmin sonunda, Oya, dedesinden “Allahın emri Peygamber efendimizin kavli ile” Gül’ü babasına istiyor!
Ağaçlı tepedeler.
Gül; “Seni ne kadar sevdiğimi bilemezsin. Oya’yı, evinizi, her şeyinizi her şeyinizi. Hiçbir zaman kalbinde Ayten’in yerini tutmaya çalışmayacağım. Sadece seni mesut etmeye çalışacağım.”
Ayhan; “Bu fakir halimle mi?”
Gül; “Sen benim için dünyanın, kâinatın bütün hazinelerinden daha kıymetlisin.”
(Yazan: Murat Çelenligil)


Sanat Yönetmeni
Yüksel Tanık (Sanat Yönetmeni)
Yapım Ekibi
Adnan İrkut (Yapım Sorumlusu)

Hasan Nurdan (Yapım Amiri)
Yönetmen Ekibi
Uğur İnan (Yönetmen Yardımcısı)
Ses Ekibi
Tuncer Aydınoğlu (Ses Kayıt)
Firmalar
Kemal Film (Yapım)

Acar Film (Seslendirme)

katilin_kizi_1964.jpgKATİLİN KIZI ile ilgili görsel sonucu
 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: