10 Ekim 2013

DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU (1967)

HUNP: 8,3






 
Vizyon Tarihi : 1967

Hunp : 8,3

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :

Kartal TibetKartal TibetBurhan
Hülya KoçyiğitHülya KoçyiğitNüzhet
Muzaffer TemaMuzaffer TemaDr.Ragıp
Aliye RonaAliye RonaAliye
İbrahim Delidenizİbrahim DelidenizNazım Paşa (Nüzhet'in Babası)
Müşerref ÇapınMüşerref ÇapınSabiha (Nüzhet'in Annesi)
İsmail Varolİsmail Varol
Asım NiptonAsım NiptonDoktor
Renan FosforoğluRenan FosforoğluDoktor
Necabettin YalNecabettin YalDoktor
Lamia YalLamia YalNurefşan
Mustafa DağhanMustafa DağhanDoktor
Ufuk EnünlüUfuk EnünlüNüzhet (10 Yaş)
Tuncay TorunTuncay TorunBurhan (10 Yaş)
Savaş TuğSavaş Tuğ
Yavuz SelekmanYavuz SelekmanOrhan
Baykal KentBaykal Kent
Şener ŞenŞener ŞenHariciye Koğuşundaki Hasta
Dündar AydınlıDündar AydınlıKötü Adam
Hayri EsenHayri EsenKartal Tibet Seslendirmesi
Jeyan Mahfi TözümJeyan Mahfi Tözüm   Hülya Koçyiğit Seslendirmesi
Sadettin ErbilSadettin ErbilMuzaffer Tema Seslendirmesi
Nevin AkkayaNevin AkkayaAliye Rona Seslendirmesi
Zafer ÖnenZafer ÖnenRenan Fosforoğlu Seslendirmesi
Esen GünayEsen GünayYavuz Selekman Seslendirmesi
Ergun KöknarErgun KöknarŞener Şen Seslendirmesi
Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Eser
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler








Birbirini seven iki gencin aşkını konu edinir. Burhan babasını daha çocukken kaybeder. Babasının yanında çalıştığı Nazım Paşa, Burhan’ı himayesine alır. Bu sayede Burhan, Nazım Paşa’nın kızı Nüzhet ile beraber büyür. Burhan çocukluğunda bacağında nükseden bir hastalık yüzünden Nüzhet’e duyduğu aşkı söyleyemez. Nazım Paşa ise kızı Nüzhet’i aile dostu Doktor Ragıp ile evlendirmek ister. Nüzhet, Burhan’a beslediği duygular yüzünden ilk başta bu evliliğe yanaşmaz. Ancak daha sonra Nüzhet, Burhan’ın iyileşmesi için kendini feda edecektir. (Meltem İşler Sevindi)

Yapım Ekibi
Melih Üstüngör (Yapım Sorumlusu)
Yönetmen Ekibi
Ergun Köknar (Yönetmen Yardımcısı)
Kamera Ekibi
Tosun Bayri (Kamera Asistanı)
Ses Ekibi
Tuncer Aydınoğlu (Ses Kayıt)
Firmalar
Acar Film (Yapım)

Replikler :

‘Main Title from Doctor Zhivago’ (1965) (Maurice Jarre) melodisi ve Burhanların ahşap evi. Nüzhet ve Aliye Hanım diğer odada acılar içinde kıvranan delikanlı hakkında konuşuyorlar..
Aliye Hanım ; (Nevin Akkaya’nın sesi ile) “Siz ne yaptığını bilmeyen, aklı bir karış havada bir genç kızsınız. Bir oyuncağa ihtiyacınız vardı. Ve zavallı oğlumu kâh başınıza taç yaparak kâh yerden yere vurarak onunla eğlendiniz..Etrafınızda dolaşan bir sürü sportmen gençle boy ölçüşmeye kalktı..Hele en son yaptığınız, doktor Ragıp size ilanı aşk ederken duymuş. Sonra kaçarken duvardan atlamış. Bu yüzden hastalığı çok feci şekilde nüksetti..Benim de acizane tavsiyem evlenin Ragıp Beyle. Bu çocuk ümidini kessin sizden.”
Nüzhet ; (Jeyan Mahfi Ayral’ın sesi ile) “Benim dü şüncem de tamamıyla başka. Ona bir takım ümitler verirsem yaşama gücünü arttırır, iyileşmesini kolaylaştırırım gibi geliyor.”
Aynı adlı romanın (1930) (Peyami Safa) filmi alışılmışın tersine bir jenerikle başlıyor. Önce yapımcının ve en sonra başrollerin isimleri var.
‘Bir kenar mahalle. Birbirine ufunetli (romanda ‘cerahatli’) adaleler gibi geçmiş, yaslanmış tahta evler. Her yağmurda, her küçük fırtınada sancılanan ve biraz daha ihtiyarlayan evler.’ Burhan, annesi Aliye Hanım ile (romanda ikisinin de adı yok) bunlardan birinde yaşıyor. Babası çok önce ölmüş. Nüzhet’in babası Nazım Paşa, yanında yıllarca çalışan bu vefakâr adamının ailesine kucak açmış.
“Sventytski’s Waltz” (1965) (Jarre) melodisi ile Av Köşkünde oynarken izlediğimiz iki çocuk aynı yaştalar (romanda ise aralarında 4 yaş var : Burhan 15, Nüzhet 19 yaşında). Okula beraber gitmişler. Ama Burhan’ın sağ (romanda sol) ayağında büyük bir sorun var ; Onu inim inim inleten ‘mafsal iltihabı’ (başka bir sahnede ‘kemik veremi’ olduğu söyleniyor). İki kez alçıya alınmış, birkaç defa da ameliyat olmuş. Bu nedenle ancak üniversiteye kadar okuyabilmiş. Nüzhet’i çok, hem de sağlığını tehlikeye atacak kadar çok seviyor. Sancılı günlerindeki huzurdur bu güzel kız. Bir tek onu görünce sakinleşiyor.(Hayri Esen’in sesi ile) “Ancak onun gözlerindeki dost ışık dinlendiriyor beni. Yoksa şimdiye kadar kendimi binlerce defa öldürmüştüm.”
Paşanın da en büyük zevki Burhan’ın [‘Çiçekçi Kız’ (1965) ve ‘Sabahsız Geceler’ (1968) gibi filmlerden anımsadığımız] Erenköy’deki Köşke getirip okuduğu kitaplar. “Mösyö Lökok’un kızı”nı (‘La Fille de Monsieur Lecoq’) (1886) (Emile Gaboriau) okuduğu gün öğrendikleri delikanlıya ayağından da fazla acı verecektir ; (Sadettin Erbil’in seslendirdiği) Doktor Ragıp, Nüzhet’le evlenmek istiyor. Amerika’da ortopedi ihtisasını bitirip 1-2 ay evvel İstanbul’a gelmiş. Burhan’ın tedavi olduğu Baltalimanı Kemik Hastanesinde göreve başlayacakmış. (Romandaki Ragıp ise okulu yeni bitirmiş bir doktor.)
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu..“..Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun bir tek kahramanı var : Dokuzuncu Hariciye Koğuşu. Bu kitap bütün fakir çocuklar hastanesinin romanıdır.” Nazım Hikmet böyle diyor ama burasını ‘Zehirli Hayat’ın (1967) simitçisi Ahmet Yıldırım’ı, (Rauf Ulukut’un seslendirdiği) Şener Şen’i ve dizindeki sancı nedeniyle çığlıklar atan Burhan’ı izlediğimiz birkaç sahne dışında göremiyoruz.
Balayı dönüşü Nüzhet, delikanlının dizini bir de Ragıp’a göstermesini ister. Burhan önceleri, biraz da kıskançlıkla “Ondan gelecek yardım Allah’tan gelsin” diye direniyor ama sonunda kabullenir. Hastanedeki diğer doktorlar ayağın kesilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bir tek Ragıp aksi görüşte ; “Ameliyatı başarı ile yapabileceğime inanıyorum.”
Romanda kahramanın ayağı iyileşirken film çok farklı bir şekilde ve üç kişinin ölümü ile biter.
Ameliyat günü. ‘Milimetrenin onda biri kadar yapılacak bir hata çok kötü neticeler doğurabilir’miş. Başlangıçta Ragıp’ın kendine güveni tamdı. Ama delikanlının anestezi sırasında sayıkladıklarını [“Nüzhet, Nüzhet..Seni seviyorum”] duyunca işin rengi değiştirir ; “Hayır olmuyor, olmuyor yapamayacağım.” Ertesi gün ayağının kesileceğini öğrenen Burhan hastaneden gizlice ayrılır.
“Komarovsky and Lara’s Randezvous” (1965) (Jarre) melodisinin gerginliği arttırdığı Av Köşkü sahnesinde Nüzhet, Ragıp’ı ameliyata zorlar. Başarılı olamayınca onu öldürüyor. Artık iç dengesi de bozulur. İki aşık için kaçmaktan başka çıkış kalmamıştır. Ama nereye kadar..
Belgrat Ormanı. Topuz Bendi yakınları..
Nüzhet ; “Şimdi her şey bana yabancı. Neyim, nerden geldim bilmiyorum..Yalnız ikimizin yaşayacağı bir dünya yok mu? İşte beni oraya götür Burhan. Niçin topallıyorsun? Yoruldun mu yoksa..Ağır yürürsek geç kalmayız değil mi?”
Burhan ; “Bizim gideceğimiz yere geç kalınmaz Nüzhet. Sen hiç vurulan bir ceylan gördün mü? Avcının gözlerinin içine baka baka, ağlaya ağlaya ölür..Ben de senin gibi her şeyi unuttum. Bu koca dünyada yalnız sen ve ben varız.”
Burhan elindeki tüfeği ve polislerin geldiğini görünce sevdiği ile kendisine sıkacağı iki kurşunu söylemeyi unuttu.




 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: