HUNP: 7,8 Follow @filmnostalgi Tweet |
Öpüşmek
Yasak
Vizyon Tarihi : 1964
Hunp : 7,8
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
İzzet Günay | Kaya Keramet | |
|
Ajda Pekkan | Sema Selamet | |
|
Öztürk Serengil | Naci Keramet | |
|
Vahi Öz | Kemal Selamet | |
|
Hulusi Kentmen | Burhan Keramet | |
|
Neriman Köksal | Neriman Köksal | |
|
Mualla Sürer | Nafiye Selamet | |
|
Handan Adalı | Anne Keramet | |
|
Necdet Tosun | Mustafa | |
|
Muharrem Gürses | Hacı (Efendi) Osman | |
|
Zuhal Tan | Cennet | |
|
Ersun Kazançel | Necati | |
|
Semih Sezerli | Mehmet | |
|
Jeyan Mahfi Tözüm | Ajda Pekkan Seslendirmesi | |
|
Hayri Esen | İzzet Günay Seslendirmesi | |
|
Nevin Akkaya | Neriman Köksal Seslendirmesi | |
|
Kemal Ergüvenç | Hulusi Kentmen Seslendirmesi | |
|
Mücap Ofluoğlu | Öztürk Serengil Seslendirmesi | |
|
Adalet Cimcoz | Fatma Girik Sesendirmesi | |
|
Nevin Akkaya | ||
|
Altan Karındaş | Mualla Sürer Seslendirmesi | |
|
Sacide Keskin | Handan Adalı Seslendirmesi | |
|
Fatma Girik |
Oya Selamet
|
|
|
Nevin Akkaya |
Neriman Köksal Seslendirmesi
|
|
|
Zafer Önen |
Necdet Tosun Seslendirmesi
|
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Müzik
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Süre
|
71 dk
|
Tür
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
İki şoförün arasındaki rekabet konu edilir. Burhan ve Kemal Şile’de minibüs şoförlüğü yaparlar. Birbirleriyle hiç anlaşamayan bu şoförler yeni minibüs almaya karar verirler. Burhan, İstanbul’da okuyan oğulları Kaya ve Naci’ye sipariş verir. Kemal de İstanbul’daki kızları Oya ve Sema’dan ister. Yeni minibüslerle beraber iki şoförün arasında amansız bir rekabet başlayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)
Replikler:
Sema; “Her şey olur ama bu olmaz işte. Sen o elbise fırçası kılıklı herife varamazsın. Evi ateşe veririm vallahi.”
Oya; “Evlenmeyeceğim onunla. Evlenemem daha doğrusu. Satılık mal değilim ben.”
Sema; “Kaya’yı seviyorsun değil mi?”
Oya; “…Bilsen sevmek ne güzel bir şey Sema. Yaşamanın tadı bambaşka. İnsan her şeyi, her şeyi bambaşka görüyor. Bana yardım et ne olur. Bu gece Kaya’ya durumu anlatmalıyım.”
Sema; “Sen hiç merak etme. Bu kuş beyinli insanların rekabetine alet olmayacağız. M ücadele edeceğiz onlarla. Cahillerle okumuşların mücadelesi şimdi başlıyor.”
60’ların birkaç bin nüfuslu Şile’sinde meşhur Kemal Selamet ve Burhan Keramet aileleri. İşleri Üsküdar’a otobüsle yolcu taşımak. Araya paranın girdiği her şeyde olduğu gibi birbirlerinin neredeyse gözlerini oyacaklar. Rekabetleri düşmanlık halini almış. “Seni bu memleketten jiletle kazıyacağım, jiletle.” Diğeri ‘otobüsçülük tarihinden silinecek’miş. Ufacık bir yerdeki çekişme böyle olursa katrilyonların döndüğü uluslararası ticaret nasıldır kimbilir.
Gerilim olsun da, bu durumdan çıkar sağlayan kişiler ortaya çıkmasın mümkün mü? Aile içinde konuşulanlar anında ve tabii ‘ufak bir meblağ karşılığında’ diğer tarafa iletiliyor. Cennet ve biraz da Mehmet bu konuda çok başarılı. Bir köşeye sinmiş olan Hacı Osman ise çıkarı için beklemede “Allah şükür”.
Her güçlüğün, çözümünü kendi içinde barındırması gibi bu anlamsız kavganın çaresi de Selametlerin ‘ana kuzusu’ kızları Oya ve Sema ile Kerametlerin ‘ciğerpare’ oğulları Kaya ve Naci. İstanbul’a okumaya gitmişler. Ama okulla ilgileri yok. Bir rastlantı belki, koca şehirde başka yer kalmamış gibi aynı evde, Nebahat’ın pansiyonunda kalıyorlar. Oğlanların işi gücü kavga, kızlarınki ise ‘Ne Doute Plus De Moi’ (1964) (Enrico Macias) ile gördüğümüz gibi müzik ve dans.
Oya ve Kaya arasında, Şiledekilerden çok farklı bir şey var. Papetti’nin ‘2a Raccolta’ (1961) albümündeki ‘Noi Due Sconosciuti’ (1960) (George W. Duning) melodisinin olduğu çayevi. Kaya; “Seni ne kadar çok sevdiğimi söylememe lüzum var mı?”
Oya; “Söyle. 100 kere, bin kere, 100 bin kere söyle. Bu güzel sözü duymaktan bıkmam.”
Naci ise o sıralar hep Nebahat’ın yatağındaydı. Kardeşini uyutup (daha doğrusu uyuttuğunu sanıp) genç kadının odasına giderken ‘The Shadows’un ‘Nivram’ (1961) (Harris / Marvin / Welch) melodisi var. “Aşkın saati gelince, balıklama.” Bu nedenle Sema’yı fark etmesi biraz zaman alıyor. Filmin sonlarındaki Kır Balosu’nda, Mücap Ofluoğlu’nun ona çok yakışan sesi ile “Seni senelerdir neden tavlamamışım, izzeti nefsime şaştım” diyecektir.
Şile’de, bir Üsküdar seferi sonrası ‘rakip’ iki otobüs çarpışmış. Necati, amcası Burhan’a hasar hakkında bilgi veriyor; “Ön takım yok. Lastikler patlak. Camlar tuzla buz. Frenler yengen.” Bir tek tamponlar sağlam. “Selametlerin külüstürü ise bizimkinin yanında cenaze kalır, cenaze.”
İki aile, çok acele İstanbul’dan son model araba getirtmek zorunda. Sanki Burhan Keramet’in durumu daha iyi gibi. Bu işe zorlanmadan girişir. Oysa beriki kıvranıyor. Fırını ve kahveyi ipotek ettirdiği Hacı Bey ‘faizle para verebilirmiş’. Kemal Selamet’in “Verir, verir ama canımı da alır” demesinden başına gelecekler az çok belli. Karısı Nafiye’yi de susturmak zor; “Onlarla uğraşmaktan vaz mı geçeceksin yoksa. Konu komşunun yüzüne nasıl bakarım, ne derim. Kerametler otobüsçülüğü (O ‘otobosçuluğu’ diyor) elimizden kaparlarsa kendimi kör kuyulara atarım.”
Arabaların getirilmesi için çocuklar görevlendirilir. ‘Gayetle gizli çalışıp, öbür tarafa ser verip sır vermeyecek, onların Şile’ye gelmesine mani olacaklar’.
Kaya ve Naci’ye minibüs bulmakta yardım eden kişi filmin set amiri de olan Erdoğan Avcı.
Erkekler ‘The Shadows’dan dinlediğimiz ‘The Boys’ (1962) (Brian Bennet / Bruce Welch / Hank Marvin) ile öndeyken bira içtikleri ‘iki sarışın abidik gubidik’ geç kalmalarına neden oluyor. Şile’dekiler gergin bir bekleyiş içinde. Necati ve Mustafa ilk gelecek araba için 50 lirasına bahse girmişler. Hacı Bey kendi dalgasında; “Canım, cebinizde o kadar paranız varsa verin de işletelim. Hem siz kazanın hem de ben. Allah şükür.”
‘Gabbie’ (1961) (Allen / Ruben). Fausto Papetti’den dinlediğimiz merengue/merenge ile kızlar önce gelir. Burhan Keramet, geç kalan Kaya ve Naci’nin ‘derilerinden davul yapıp Şile Meydanı’nda gümbür gümbür çalacak’mış. Hacı Bey, bu ‘âlâ ve nada, hasnâ ve müstesnâ’ kızları beğenmiş, okuyup üflemeye (hatta Sema’dan yanak almaya) kalkıyor. ‘Para’ ve ‘düdük’ meselesi. Oya, bu ‘Hacivat suratlı adamın evlerinde ne aradığını’ ilerde anlayacaktır.
Selametler ve Kerametler arasındaki yarış asıl bundan sonra. ‘Rekabet’ dendi mi akan sular duruyor. Karşı tarafa nefes aldırmayacaksın. Bilet fiyatı önce 5 liradan 4’e iner. Ardından her bilete Kerametler, fasulye pilav ve Selametler, köfte ekmek, bir şişe kolonya verir. Müşteri eğlendirmek için davul zurna eşliğinde oynamanın haddi hesabı yok. Son darbe Burhan’ın; “Yarından itibaren Üsküdar iki lira. Üstelik haftada bir de bedavaya adam taşıyorum. Dayansın bakalım Kemal.”
Diğeri için ayrıca bono zamanı gelmiş. Hacı Osman’ın beklediği an buydu zaten; “Üzülme canım, arkanda ben olunca onları tepeleriz evvel Allah. Hem seninle konuşmanın zamanı geldi. Dinle beni. Seninle iyice akraba olalım diyorum. Senin Oya’nın izdivacını talep etsem, ne dersin?” (‘Dinle’ ve ‘seninle’ onun dilinde ‘diğne’ ve ‘seninilen’ olmuş.) Sonradan “Bana Hacı Osman demişler. Evvel Allah bir işe el attım mı, koparırım. Allah şükür” diyecektir. Kısa süren bir beklemenin ardından Kemal gerekli yanıtı veriyor; “Defol, leş kargası herif.”
Selamet Otobüsleri’nin tabelasının söküldüğü gün. (Bu sırada filmin bir sürprizi ile karşılaşıyoruz. Hulusi Kentmen’in arkasından yürüyerek geçen kişi Suavi Sualp.) Burhan, Kemal’in ‘Sakallı Keçi’ye olan borcunu ödediği gibi bir de ortaklık önerir. “Sen olmayınca otobüsçülüğün tadı kalır mı be. Şile’yi Kerametlerle Selametler şenlendiriyor… Artık dünür de olacağımıza göre keseler bir demektir.” Ağlaşarak birbirlerine sarılmalarını gören Naci “Rekabet, rutubet haline gelmiş” diyor.
Sema; “Aşk ne güzelmiş.”
Naci; “Buna yıldırım aşkı derler, helalinden öperler.”
Kaya; “Mesut musun?”
Oya; “Martılar kadar.”
‘The Shadows’dan ‘Wonderful Land’ (1962) (Jerry London). Naci ve Sema, Şile’den gelen mektupları okuyorlar.
Burhan; “Eğer ve ille velâkin arabayı, o Selamet denen can rakibimizden önce getirmezseniz ölümlerden ölüm beğenin.”
Kemal; “Benim akıllı görünen salak kızlarım, (Şile’ye) o sümüklü oğlanlardan sonra girerseniz ikinizi de kavurma yaparım.”
Kurgu
|
Özdemir Arıtan
(Kurgu)
|
Yapım Ekibi
|
Semih
Sezerli (Yapım Amiri)
|
Erdoğan Avcı
(Set Amiri)
|
|
Haydar Doğan
(Set Asistanı)
|
|
Mustafa
Buvan (Set Ekibi)
|
|
Yönetmen Ekibi
|
Zuhal
Üstüntaş (Yönetmen Yardımcısı)
|
Temel Gürsu
(Yönetmen Yardımcısı)
|
|
Hayri Erdinç
(Yönetmen Yardımcısı)
|
|
Kamera Ekibi
|
Nedim
Akanlar (Kameraman)
|
Nedim
Akanlar (Kameraman)
|
|
Post-Prodüksiyon
|
Osman Bilen
(Negatif Kurgu)
|
Ali Berkan
(Negatif Kurgu)
|
|
Recai
Karataş (Laboratuar)
|
|
Mihail
Skarpedis (Laboratuar)
|
|
Işık Ekibi
|
Ekrem
Köksalan (Işık Şefi)
|
Ses Ekibi
|
Tuncer
Aydınoğlu (Ses Kayıt)
|
Taner Oğuz (Senkron)
|
|
Firmalar
|
Ülkü Film (Yapım)
|
Acar Film (Film
Hazırlık)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder