HUNP: 7,5 Follow @filmnostalgi Tweet |
Kalbimdeki Yabancı
Vizyon Tarihi
: 1968
Hunp : 7,5
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
İzzet Günay | Osman/Beyefendi | |
|
Semiramis Pekkan | Beyefendinin Karısı | |
|
Münir Özkul | Mücteba | |
|
Ali Şen | Patron | |
|
Alp Aslan | ||
|
Özdemir Han | Özdemir | |
|
Tahiye Salem | Lili | |
|
Faik Coşkun | Noter | |
|
Selahattin İçsel | ||
|
Oktay Yavuz | ||
|
Mehtap Güneş | Fifi | |
|
Rıza Tüzün | A.Şen Seslendirmesi | |
|
Hayri Esen | İ.Günay Seslendirmesi | |
|
Pekcan Koşar | M.Özkul Seslendirmesi | |
|
Tijen Par | Mehtap Güneş Seslendirmesi |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Süre
|
87 dk.
|
Tür
|
|
Özellikler
|
Siyah
Beyaz, 35 mm
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
Ekmek, İstanbul,
Köy, Kumar Borcu,
Noter,
|
Tanımadığı bir adamın
yerine geçen taşralı bir gencin maceraları anlatılır. Osman, iş bulmak üzere
İstanbul’a gelmiştir. Fakat başvurduğu her yerden eli boş dönmektedir. Nihayet
bir gün talihi değişir. Kendisine tıpa tıp benzeyen bir adamla karşılaşır. Zengin
beyefendi, peşindeki adamlardan kaçmaktadır. Osman’la yer değiştirmek hayatını
kurtaracaktır. Bıçkın delikanlı teklifi kabul eder. Akşam, beyefendinin
kıyafetlerini ve cüzdanını iade edip yoluna gidecektir. Ancak beklenmedik bir
kaza plânlarını altüst eder. Yerine geçtiği adam, tren kazasında hayatını
kaybetmiştir. Osman, tanımadığı bir hayatın içinde bulur kendini. Uşağı Mücteba
sayesinde kısa zamanda duruma uyum sağlamıştır. Beyefendi’nin eşi onun bir
yabancı olduğunu anlayana kadar hiç sorun çıkmaz. (Ayşe Adlı)
Ayrıntılar:
“İlle de İstanbul.
Buralarda ekmek kalmadı bize. Köyde ne anam ne bacım ne de dikili bir ağacım
var. İstanbul’un taşı toprağı altınmış, biraz da biz eşeleyelim.”
Taşralı gençle, Sadri Alışık’ın “..romansa eğer // Bir sayfasıyım //**// Gemi ise // Tek tayfasıyım” (İstanbul Hastası) dediği İstanbul’a, “Breakfast at Tiffany’s” (1961) filminin ‘Something for Cat’ müziği (Henry Mancini) eşliğinde kamyon kasasında ve vapurla gidiyoruz.
İş aramakla geçen zor günlerin birinde Boğaz’a bakan surlarda dinlenirken kendisine ‘bir çorabın diğer teki kadar benzeyen’ kişi ile karşılaşır.
Taşralı olanı ne kadar cesur ve kalender ise İstanbullu benzeri o kadar kumarbaz ve neredeyse gölgesinden korkan biridir. Fil m ilerledikçe dış görünüşleri dışında çapkınlıklarının da ufak bir fark (!) dışında aynı olduğunu anlayacağız. (İstanbullu olanı Lili ile iki saat beraber olurken taşralı bu süreyi beş saate çıkarıyor.) İstanbullu, Baş Patron’un çetesine, kumar nedeniyle oldukça yüklü miktarda (500 bin) borçludur. Neyse ki, amcasından kalan iki milyonluk kalıt imdadına yetişir. Ama, o kadar savruk ki vasiyetnameyi kaybettiği gibi Noterin de kim olduğunu unutmuş. Benzeri ile karşılaştığında çeteden kaçıyordu. (Bu kaçış sahnesinde Bert Kaempfert’in trompetinden dinlediğimiz ‘Africaan Beat’ melodisi var. Aynı melodi, 2002 yılında Alexander Payne yönetiminde çevrilecek ‘About Schmidt’ adlı filmde de kullanılacaktır.) İlk şaşkınlık atlatıldıktan sonra taşralı sorar “Başınız dertte mi yoksa? Size bir yardımım olabilir mi?”
Elbiselerini değiştirirler. İstanbullu tam haydutlardan paçasını kurtardığı için sevinç içindeyken bir tren kazası ile yaşamından olur.
Benzeri, uşağı Mücteba’nın da yardımı ile metresleri (Lili ve Fifi), (aşık olacağı) ‘karısı’ ve ‘borçlu olduğu’ çete ile ‘tanışır’. Hem güzel karısını hem de nerede olduğunu bilmediği vasiyetnameyi (hovarda kocası parayı çarçur etmesin diye genç kadın saklamış) Baş Patron ve çetesinden korumak için canını dişine takmış uğraşırken bile, iş bulmaya debelendiği günlerdekinden daha şanslı olduğunu düşünüyoruz.
Köyden ayrılırken onu uğurlayan arkadaşı ile ‘Man Does Not Live By Bread Alone' (1966) (Jerry Goldsmith) melodisi eşliğinde yaptığı konuşma..
“Zordur orda iş bulmak.”
“Ayıp ettin, askerde komandoydum (o 'komandostum' diyor) ben. 10 parmağımda 10 marifet vardır. Kuş gibi araba sürerim. 40 metreden denize atlar dipte 5 dakika yüzerim. (Filmde bir tek bu yeteneğini izleyemiyoruz.) Açlık susuzluk vız gelir. Üstümde silah olmasın 7 kişiyi haklarım. Daha ne marifet istersin?”
“Paran var mı?”
“Fazlasıyla be. Helalinden 5 kâğıdım var işte.”
“Hadi, talihin açık olsun.”
“İsterse kapalı olsun, ben açarım onu.”
(Yazan: Murat Çelenligil)
Taşralı gençle, Sadri Alışık’ın “..romansa eğer // Bir sayfasıyım //**// Gemi ise // Tek tayfasıyım” (İstanbul Hastası) dediği İstanbul’a, “Breakfast at Tiffany’s” (1961) filminin ‘Something for Cat’ müziği (Henry Mancini) eşliğinde kamyon kasasında ve vapurla gidiyoruz.
İş aramakla geçen zor günlerin birinde Boğaz’a bakan surlarda dinlenirken kendisine ‘bir çorabın diğer teki kadar benzeyen’ kişi ile karşılaşır.
Taşralı olanı ne kadar cesur ve kalender ise İstanbullu benzeri o kadar kumarbaz ve neredeyse gölgesinden korkan biridir. Fil m ilerledikçe dış görünüşleri dışında çapkınlıklarının da ufak bir fark (!) dışında aynı olduğunu anlayacağız. (İstanbullu olanı Lili ile iki saat beraber olurken taşralı bu süreyi beş saate çıkarıyor.) İstanbullu, Baş Patron’un çetesine, kumar nedeniyle oldukça yüklü miktarda (500 bin) borçludur. Neyse ki, amcasından kalan iki milyonluk kalıt imdadına yetişir. Ama, o kadar savruk ki vasiyetnameyi kaybettiği gibi Noterin de kim olduğunu unutmuş. Benzeri ile karşılaştığında çeteden kaçıyordu. (Bu kaçış sahnesinde Bert Kaempfert’in trompetinden dinlediğimiz ‘Africaan Beat’ melodisi var. Aynı melodi, 2002 yılında Alexander Payne yönetiminde çevrilecek ‘About Schmidt’ adlı filmde de kullanılacaktır.) İlk şaşkınlık atlatıldıktan sonra taşralı sorar “Başınız dertte mi yoksa? Size bir yardımım olabilir mi?”
Elbiselerini değiştirirler. İstanbullu tam haydutlardan paçasını kurtardığı için sevinç içindeyken bir tren kazası ile yaşamından olur.
Benzeri, uşağı Mücteba’nın da yardımı ile metresleri (Lili ve Fifi), (aşık olacağı) ‘karısı’ ve ‘borçlu olduğu’ çete ile ‘tanışır’. Hem güzel karısını hem de nerede olduğunu bilmediği vasiyetnameyi (hovarda kocası parayı çarçur etmesin diye genç kadın saklamış) Baş Patron ve çetesinden korumak için canını dişine takmış uğraşırken bile, iş bulmaya debelendiği günlerdekinden daha şanslı olduğunu düşünüyoruz.
Köyden ayrılırken onu uğurlayan arkadaşı ile ‘Man Does Not Live By Bread Alone' (1966) (Jerry Goldsmith) melodisi eşliğinde yaptığı konuşma..
“Zordur orda iş bulmak.”
“Ayıp ettin, askerde komandoydum (o 'komandostum' diyor) ben. 10 parmağımda 10 marifet vardır. Kuş gibi araba sürerim. 40 metreden denize atlar dipte 5 dakika yüzerim. (Filmde bir tek bu yeteneğini izleyemiyoruz.) Açlık susuzluk vız gelir. Üstümde silah olmasın 7 kişiyi haklarım. Daha ne marifet istersin?”
“Paran var mı?”
“Fazlasıyla be. Helalinden 5 kâğıdım var işte.”
“Hadi, talihin açık olsun.”
“İsterse kapalı olsun, ben açarım onu.”
(Yazan: Murat Çelenligil)
Kurgu
|
Turgut İnangiray
(Kurgu)
|
Yapım Ekibi
|
Şener Işık (Yapım
Amiri)
|
Kadir Çakar
(Set Amiri)
|
|
Kadir Çakar
(Set Amiri)
|
|
Yusuf
Yıldırım (2) (Set Ekibi)
|
|
Himmet Arı (Set
Ekibi)
|
|
Güner Işık
(Set Ekibi)
|
|
Post-Prodüksiyon
|
Korhan
Yurtsever (Negatif Kurgu)
|
Semih Peköz
(Laboratuar Şefi)
|
|
Yaşar Gök (Laboratuar)
|
|
İbrahim
Güzel (Laboratuar)
|
|
Cavit
Korkmaz (Laboratuar)
|
|
Abdullah
Akdeniz (Laboratuar)
|
|
Işık Ekibi
|
Mazhar Eröz
(Işık Şefi)
|
Ses Ekibi
|
Rauf Tözüm (Ses
Kayıt)
|
Şerif Gören
(Senkron)
|
|
Müzik ekibi
|
Ajda Pekkan
(Şarkılar)
|
Firmalar
|
Süperfon
Stüdyosu (Seslendirme)
|
Edeka Film
(Işık)
|
|
Ses Film (Film
Hazırlık)
|
|
Gültekin
Film (Yapım)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder