30 Kasım 2016

ZALİMLER DE SEVER (1967)

HUNP: 8,0







Zalimler de Sever

Vizyon Tarihi : 1967

Hunp : 8,0

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :

Hülya Koçyiğit Hülya Koçyiğit Deniz
İzzet Günay İzzet Günay Murat
Salih Güney Salih Güney Ali
Sevinç Pekin Sevinç Pekin Aysel
Önder Somer Önder Somer Tilki
Reha Yurdakul Reha Yurdakul
Ercan İnangiray Ercan İnangiray
Figen Han Figen Han
Zafer Önen Zafer Önen
Hayri Karakaş Hayri Karakaş
Necip Tekçe Necip Tekçe
Haydar Karaer Haydar Karaer
Vahit Volkan Vahit Volkan
Mustafa Yavuz Mustafa Yavuz
Mustafa Ayvaz Mustafa Ayvaz
Adalet Cimcoz Adalet Cimcoz Hülya Koçyiğit Seslendirmesi
Abdurrahman Palay Abdurrahman Palay   İzzet Günay Seslendirmesi
Reşit Gürzap Reşit Gürzap Önder Somer Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Eser
Tür
Özellikler
Siyah Beyaz, 35 mm
Süre
98 dk.
Ülke
Türkiye
Etiketler






Deniz, Murat ve Ali arasındaki aşk üçgenini konu edilir. Murat, mafyanın içindedir. Deniz, Murat’ın emrindeki bir gazinoda şarkıcılık yapmaktadır. Deniz’in babası Sami de eski bir mafya üyesidir. Deniz’e ve tekerlekli sandalyeye mahkûm oğlu Metin’e iyi bir gelecek sağlamak amacıyla son bir kaçakçılık işi yapmak ister. Fakat polis baskınında ölür. Murat, Deniz’i ve Metin’i köşklerinden birine yerleştirir. Murat, Deniz’e âşık olmuştur ve onunla evlenmek istemektedir. Deniz ise Ali’ye âşıktır. Fakir ve hırslı bir genç olan Ali, Deniz’e karşı olan duygularında samimi değildir. Üç kişinin de birbirlerinden sakladıkları bazı gerçekler vardır. (İbrahim Veli Sözer)


Ayrıntılar:


Fausto Papetti’nin ‘1a Raccolta’ albümündeki (1960) ‘Morgen (One More Sunrise)’ (1959) (Peter Moesser).
Gazino patronu Murat, adamı Tilki ile konuşurken eski sevgilisi, şarkıcı Selma geliyor.
Murat; “Sen beni, bacağım sakatlanmadan görecektin Tilki, nasıl dans ederdim.”
Selma; “Gene edebilirsin.”
Murat; “Neden geldin?”
Selma; “Seni özlediğim için.”
Murat; “Güzel. Çalışacak mısın?”
Selma; “Çalıştırırsanız tabii çalışırım. Beni öpmeyecek misin?”
Murat; “Dur bakalım, istediğin işi vereceğim sana ama bir şartla, bana görünmeyeceksin… Bak Selma, iyi veya kötü bütün insanlar eğleniyorlar yahut eğlenmeye çalışıyorlar. Ama ben artık bu işlerden çekilmek istiyorum. Güzel bir kız buldum, evleneceğim. Tabii O razı olursa bir topalla evlenmeye.”
Selma; “Eskiden ‘topal’ denmesine çok kızardın. Şimdi kendin söyleyebiliyorsun bunu hiç değilse.”
Murat; “…”

Renkli ‘Sensiz Yaşanmaz’ın (1974) siyah beyaz ilk çevrimi.
Jenerikte, Milton DeLugg ve Orkestrası’nın ‘The Man From U.N.C.L.E. And Other Tv Themes’ albümündeki (1965) ‘Theme From The Man From U.N.C.L.E.’ (1964) (Jerry Goldsmith).
Yine yaldızlı Beyoğlu ve acımasız çıkar kavgası. ‘Topal’ Murat, neredeyse, bütün piyasaya hâkim. 22 pavyon, gazinolar, tilt salonları, hepsi avucunda. Ayrıca ‘Altın Kulüp’ adlı bir lokali var. Böyle işlere bulaşmış herkes gibi çok sert ve parlamaya hazır. Gülümsediğini gören cennetlik! Sağ ayağını hafifçe sürüyerek yürüyor. Nedenini öğrenemiyoruz.
Haraç alınacak yere önce 4-5 adamı giriyor. Bizimkinin ‘teşrifi’, gerekli sükûnet sağlandıktan sonra! Dişlerinin arasına yerleştirdiği puroyu yakma görevi Tilki-Önder Somer veya Zafer Önen’in. “İnsaf edin efendim. İnanın benim gazinom iş yapmıyor. Bir kere mevsim geçti, ikincisi iyi bir kadro lazım. İstediğiniz parayı veremem bu kadroyla. Kimseler gelmiyor” diye ‘keçilik’ edenlere ilk uyarısı ‘bir ters bir düz tokat’! Üstelik ne ‘hizmet’ verdi de buralardan para topluyor belli değil.
Rasim’in gazinosuna ‘teşrif ettiği’ gece, solist Deniz, Birsen Armağan’ın sesiyle ‘Uzat Elini Artık’ı söylüyordu. Şarkısının yarıda kesilmesine sinirlenen genç kız, herkesin karşısında tir tir titrediği Murat’a demediğini bırakmaz. ‘Tahsilât’ için geldiği yerden ‘aşk kıvılcımları’ ile ayrılıyor ‘Topal’!
Sonrasında Deniz’i, babası Sami’yi ve kardeşi Metin’i tanıyoruz. ‘Çıtkırıldım’daki (1965) Orhan’ın sobalı evinde kalıyorlar. Kardeşi, sakat sol ayağı nedeniyle bir iskemleye bağımlı. Anneleri yıllar önce ölmüş. Para sıkıntısı içindeler. Sami bir zamanlar ‘Keskin’ lakabıyla tanınırmış. Arkadaşına söylediklerinden geçmişinin pek de temiz olmadığı anlaşılıyor. “Bak Mustafa, vaktiyle seninle çok işler çevirdik. Sonra tövbekâr olduk. Ufak bir gazinomuz vardı. Gül gibi geçinip gidiyorduk.” Yıllar geçmiş, işler Onların zamanımızdaki gibi değil. Her işin bir ehli çıkıyor. “Bizden geçti gayri. Kaçakçılık kim biz kim” diyor arkadaşı. Korktuğu belli ama bu durumu nedense polise değil Murat’a anlatmış.
Çetenin ziyareti, ‘alışıldık seremoni’ ile! Önce ‘piyonlar’ gelir. Tilki “Bir gazino açmayı düşünüyormuşsun ‘Keskin’. Bize haber vermek yok mu? Mustafa Dayı telefon etti de sıhhatinden haberdar olduk” diyor. Öyle bir dünya ki değil ‘izinsiz’ gazino açmak, açmayı ‘düşünmek’ bile suç. Sonra ‘Topal’ın ‘teşrifi ve puro yakma faslı’. Belli ki ‘bir ters bir düz’ hesap soracak fakat Deniz’i görünce buyurgan tavrından eser kalmaz. Süt dökmüş kedi gibi tamamen yumuşuyor. Filmin burasında, Sami’nin ‘gazino açma’ hevesi şekil değiştirip ‘son bir kaçakçılık işi’ne dönüşmüş. Murat, gönlündeki yepyeni duygunun etkisiyle razı olur. Hatta bu iş için gerekli ‘izni’ ve 15 bin lirayı veriyor!
Gazinocular Kralı’nın kalbinde fırtınalar koparken, Deniz, bir başkasına âşık! Ali, bir koltuğa üç karpuz sığdıranlardan; Üniversite öğrencisi, Mobil’de işçi ve çapkın! Genç kızla, gazinodan çıkışını bekleyecek kadar ilgilenirdi. Davranışları son zamanlarda değişmiş. Bu ‘soğukluğun’ nedeni kısa sürede anlaşılır. Bir işadamının kızıyla evlenip milyonlara konmak istiyor. Vedat Bey, insanlığı, parası ile ters orantılı her kalantor gibi, bir telefonla delikanlıyı işinden attırır! Füsun da babasını bırakamaz! Yani yaşadığı hayatı!
Ali ‘sağlam pabuçmuş’! Milyoner damadı olamayınca, eski sevgilisine koşuyor. Ancak değişen bir şeyler var!
Murat’ın ‘34 HA 670’ plakalı 60 model Buick arabası hep Denizlerin sokağında! Mahalleli durumu anlamış “Allah versin gözümüz yok ama Topal Murat sana âşık olmuş, doğru mu” deyip duruyor. Metin’e de “Yaşayan görür”den başka bir şey söylemeyen ‘filozof’ bir papağan getirmiş Gazinocu.
Sami’nin ‘son bir dümeni’ felaketle sonuçlanır. (Tilki, durumu ‘üç gün evvelden’ polise bildirmiş çünkü! Zafer Önen’e şunları söylüyordu; “Herif ya yakalanacak ya nalları dikecek… O zaman kız ve hasta kardeşiyle meşgul olmak bizim Topal’a düşecek. Biz de işlerin başına çörekleneceğiz”). Kaçakçılık gecesi evden çıkışı ‘Lawrence Of Arabia‘daki (1962) (Maurice Jarre) “The Sun’s Anvil” (1.20 - 2.10 arası) ve öldürülüşü ‘Return Of The Seven’daki (1966) (Elmer Bernstein) ‘Council’ ile.
Yalnız kalan iki kardeşle Murat ilgilenir. ‘Aşka Tövbe’de (1968) göreceğimiz köşküne götürüyor. [Hülya Koçyiğit bu sahnelerdeki çizgili kazağını ‘Seni Affedemem’de (1967) bir başka Murat-Cüneyt Arkın’ın annesi İclal Genç’e konuk olurken de giyecektir].
Eskiden, sevgiden de insanlara insaf duygularından da uzaktı ‘Topal’. Sevdalanınca geçmişiyle hesaplaşmaya başlar. Bütün ömrü boyunca yalnız para için savaşmış, para için didinmiş. Dünyasının ufuklarını kaplayan tek güneş paraydı. Karanlık işlerden gelen servet! Artık değişmiş, ‘aydınlık bir geleceğin adamı’ olmak istiyor. Eskiden ‘parayı nasıl arzu ettiyse, nasıl sevdiyse şimdi Deniz’i, bin defa, 100 bin defa daha fazla seviyor, daha fazla istiyor’. Tek arzusu genç kızın da aynı şeyi hissetmesi. Gönlünü kazanmak için Metin’i tedavi ettirir, Ali’ye kulübünde iş verir. (Fakat ‘hayırsız sevgili’, daha ilk gece güzel şantöz Aysel ile kırıştırmaya başlayacaktır). Önemli kararlar arifesinde. Deniz’le evlenmek istiyor. Kabul etmezse ‘sevdiği adamın ölüsüne kavuşurmuş genç kız!’ (Gazino ve haraç konularında ‘ikna edici’ olan bu yöntem ‘gönül işlerinde’ daha da mide bulandırıcı).
Düğün gecesi, ‘tam dokuzda’ Ali’yi adamlarına öldürtüp, ayak bağından kurtulacaktı. Ama bilmediği bir şey var. Tilki, bu cinayeti O’nun üstüne yıkıp çetenin başına geçmek istiyor.
Neyse ki kahramanımız, durumu son anda görür.
Deniz ise, Ali’yi değil Murat’ı sevdiğini 95 dakikalık filmin ancak 90’ıncı dakikasında anlamış!
Yine de mutlulukları için fırsat kaçmış değil.

‘Charade’deki (1963) (Henry Mancini) ‘Bye Bye Charlie’.
Murat; “İnanın annem öldükten sonra benim için ilk defa bir insan ‘iyisin’ diyor bana. Kötü adamımdır ben. Karanlıklarda yaşayan bir baykuş gibi gecelerin adamıyım. Belki de ‘Gecelerin Hâkimi’. İlk defa bir ışıktan korkmuyorum. Âşık oldunuz mu hiç? Ben bu zevki hiç tatmadım. Çok katı ve sert geçti benim hayatım. Babam bir katildi.”
Deniz; “Benimki gibi!”
Murat; “Fakat O, çocukları için bir şeyler yapmak isteyen bir adamdı daha ziyade. Benim babamsa kendisini düşünürdü yalnız. Annem, O’nun kahrından öldü. Annem öldükten sonra tanıdığım kadınları hiç hatırlamıyorum… Bu tarz bir hayata girmeme sebep olanlar da Onlardır. Bir tek şeye inanıyorlardı; Para. Ben de çok para kazandım ve bu katı hayat şartları içersinde her istediğimi elde etmesini öğrendim.”
Deniz; “Her istediğinizi elde ettiniz mi bari?”
Murat; “…”
Şimdi değil ama filmin sonunda elde ediyor ‘her istediğini’!
(Yazan: Murat Çelenligil)


Kurgu
Arif Özalp (Kurgu)

Kemal Çokcan (Kurgu)

Arif Özalp (Kurgu)
Yönetmen Ekibi
Uğur Duru (Reji Ekibi)

Üstün Toroslu (Reji Ekibi)
Post-Prodüksiyon
Osman Bilen (Negatif Kurgu)

Osman Bilen (Negatif Kurgu)
Işık Ekibi
Kenan Eryılmaz (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Arif Özalp (Senkron)

Kemal Çokcan (Senkron)
Müzik ekibi
Birsen Armağan (Şarkılar)
Seslendirme
Tuncer Aydınoğlu (Seslendirme)
Firmalar
Melek Film (Yapım)

Acar Film (Seslendirmesi)
zalimler_de_sever_1967.jpg
 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: