27 Kasım 2016

O KADIN (1966)

HUNP: 7,9







O Kadın

Vizyon Tarihi : 1966

Hunp : 7,9

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :

Hülya Koçyiğit Hülya Koçyiğit Ayşe Çelik
Müşfik Kenter Müşfik Kenter Kemal Aydın
Salih Güney Salih Güney Av.Salih
Muzaffer Tema Muzaffer Tema Muzaffer
Gülsüm Kamu Gülsüm Kamu Filiz
Hüseyin Peyda Hüseyin Peyda Savcı
Sadettin Erbil Sadettin Erbil Şükrü
Muammer Gözalan Muammer Gözalan Komiser
Mürüvvet Sim Mürüvvet Sim Dadı
Mümtaz Ener Mümtaz Ener Ağır Ceza Üyesi
Selahattin İçsel Selahattin İçsel Mübaşir
Celal Ersöz Celal Ersöz Ahmet Volkan
Zeki Alpan Zeki Alpan Doktor
Muzaffer Yenen Muzaffer Yenen Filiz'in Babası Hayati
Nezihe Güler Nezihe Güler Filiz'in Annesi
Bedia Muvahhit Bedia Muvahhit
Faik Coşkun Faik Coşkun Kemal'in Adamı
Nubar Terziyan Nubar Terziyan Baş Savcı
Orhon M. Arıburnu Orhon M. Arıburnu   Hapishane Müdürü
Ertuğrul Bilda Ertuğrul Bilda Dr.
Hüseyin Salıcı Hüseyin Salıcı Otel Katibi
Kaya Volkan Kaya Volkan Av.Ahmet
Suna Pekuysal Suna Pekuysal Gülsüm Kamu Seslendirmesi
Jeyan Mahfi Tözüm Jeyan Mahfi Tözüm   Hülya Koçyiğit Seslendirmesi
Hayri Esen Hayri Esen Muzaffer Tema Seslendirmesi
Rıza Tüzün Rıza Tüzün Nubar Terziyan Seslendirmesi
Cüneyt Türel Cüneyt Türel Salih Güney Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Sanat Yönetmeni
Eser
Süre
66 dk.
Tür
Özellikler
Siyah Beyaz, 35 mm
Ülke
Türkiye
Firmalar
Kemal Film (Yapım)
Etiketler








Kocası ve çocuğunun geleceği için kendini feda eden bir kadının hikâyesi anlatılır. Ayşe ve Kemal’in mutlu bir evliliği ve yeni doğan Salih adında oğulları vardır. Kemal’in terfi almasını kutladıkları bir akşam sonrası çok alkol alan Kemal bir adama çarpar ve ölümüne sebep olur. Kimse görmeden olay yerinden kaçarlar ve olay kapanır. Ancak arabada bulunan aile dostları Muzaffer, kaza anında fotoğraf çekmiştir. Eskiden sevdiği Ayşe’ye şantaj yaparak fotoğrafların gizli kalması karşılığında onunla birlikte olmak ister. Ayşe, evini terk ederek Muzaffer ile yaşamaya başlar. Yıllar sonra maddi durumu kötüleşen Muzaffer, fotoğrafları tekrar günyüzüne çıkarmaya çalışacaktır. (İbrahim Veli Sözer)


Ayrıntılar:

Jenerikte, Giacomo Puccini’nin aynı adlı eserini (1896), neredeyse unutturacak kadar güzel ‘La Boheme’ (1965) (Aznavour / Plante). Özdemir Erdoğan, (sanki Kemal, Ayşe ve Salih’in yaşayacaklarını yansıtır gibi) 1969’da Türkçe sözlerle söylemişti ; ‘Ayrılık Şarkısı’..
Seyyar gazeteciler ; “Yazıyor, yazıyor, senenin cinayetini yazıyor.. Yazıyor, susan katili yazıyor.”
Savcı ; “Niçin susuyor? Yoksa, etrafını bir esrar perdesiyle sardıktan sonra işlediği cinayetin gerisinde bir fedakârlık, bir namus ve fazilet hikâyesinin varlığına mı inandıracak bizleri.. Nüfus cüzdanını ateşe atarak yakan ve geçmişi hakkında tek bir kelime konuşmayı reddeden bu kadının yegâne isteği sükûtu ile kamuoyunda merhamet dilenmek sefil ve iğrenç mazisini gizlemeye çalışmaktır.. Hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 451. madd esinin tatbikiyle idamını talep ediyorum.”
Ağır Ceza Üyesi ; “İddia makamının isteğini işittin. Bir diyeceğin yok mu?”
Ayşe ; “…”
Ağır Ceza üyesi ; “Konuşmamakta ısrar edişin(in) hakkında çok kötü neticeler verebileceğini son defa hatırlatıyorum. Konuşacak mısın?”
Ayşe ; “…”
Ağır Ceza Üyesi ; “(Üzgün bir durumda) Şahitlerin dinlenmesine geçilecek.”
Ayşe ; “[Niçin uzatıyorlar bu işkenceyi? Bütün isteğim ölmek. Ya Rabbi, biliyorsun günahsız olduğumu. Ölümü istiyorum. Sükûn istiyorum.. Halbuki, her şey ne kadar güzel başlamıştı. Bundan tam 25 yıl önceydi. 25 yıl..]”
Filmde cinayet ile suçlanan ve idama mahkum edilen bir kadinin öyküsü işlenmekte. Ayşe (hülya koşyiğit) ve kemal (müşfik kenter) evli ve çocuklari olan bir çifttir. Kemal hirsli bir kişiliğe sahiptir ve gözü yüksek mevkilerdedir. Bir gece gittikleri eğlence dönüşü kemal otomobili ile bir adama çarpar ve adam ölür. Bu olay hem ayşe'nin hemde kemal'in hayatini değiştirecektir. Kemal ölümüne sebep olduğu adami orda birakir, kendisinin ve çocuğunun geleceğinin bu olay yüzünden yok olmasinin manasiz olduğunu savunur. Ancak o gece bu oalaya tanik olan başka biri daha vardir. Ayşe'nin akrabasi muzaffer... Bir müdet sonra öteden beri ayşe'de gözü olan muzaffer tanik olduğu cinayeti şantaj olarak kullanmaya başlar..

Aydın ailesi.. İşyerinde yükselme hırsı, evinde aile sevgisi ile dolu Kemal ; Kocası ve çocuğu için inanılmaz bir özveriyle davranacak olan güzel Ayşe ; Babasının ‘dünyanın en kudretli ve en sağlam erkeği olarak yetiştirmek istediği’, dadısının da üstüne titrediği küçük Salih. Mutlulukları, hem de Kemal’in ‘müdürlüğe yükseltildiği’ gece yaşayacakları bir kaza ile sarsılacaktır. Ayşe’nin, fotoğrafçı kuzeni Muzaffer, kutlama için onları bir tavernaya davet eder. Kemal’in, ne yararı olacaksa, aşırı içki içişi (“Oğlumun şerefine dedim. Herkes içecek, herkes.. herkes”) ve çılgın gibi araba kullanması (“Var mı bunu benim gibi kullanan be?”) iç dünyasında bazı şeylerin pek yolunda olmadığını düşündürüyor. Birazdan, arabasının lastiğini değiştirmekte olan bir kişiye çarpar. Sonra yapılmaması gereken tek şeyi yapıyor ; “Acaba hastaneye..” diyen karısını “Ölmüş.. Kaçacağız.. Kimse görmedi ki..” diye susturur. Bu sırada, Muzaffer’in flaşla, defalarca resim çektiğini anlamamaları belki kazanın şaşkınlığındandır. Ertesi günkü gazetede yazılanlar ; “Genç mühendis Hayati Soylu bir otomobil kazasında öldü..” (Zamanımızdaysa ‘mühendis ve öğretmenler’ değil, ancak yaşlı/genç ‘iş adamları’ haber olabiliyor.)
Muzaffer’in çektiği resimlerin ne işe yarayacağını birkaç gün sonra Ayşe ile konuşurken anlıyoruz. Pierre Sellin’in trompetinden unutulmaz ‘Manuel Benitez-El Cordobes’i (Riviere / Bourgeois / Kaps) (1965) dinlerken söyledikleri ; “Kocanın ve oğlunun istikbaline karşı seni istiyorum.. Bütün hayatım seni özlemekle, ümitsizce sevmekle geçti.. Kemal’le evleneceğini söylediğin günü hatırlıyor musun? Ben göz yaşlarımı sana göstermemek için çırpınırken sen ısrarla suratıma bakıyor açıkça gülüyordun. Ama, şimdi sıra benim kızım. Ya benim olacaksın yahut yıkacağım hepinizin hayatını.”
Ayşe, zor bir karar verme sürecinden sonra ‘mukavemeti kırılınca’, ailesinin mutluluğu için Muzaffer’le kaçar. Kocası, durumu anlamadan ona ‘fahişe damgasını vuracaktır’. Adana barlarında ‘Mavi Kelebek’ adı ile yıllar boyu şarkıcılık yapar. (Filmde bu kısım yer almamış.) Son olarak, Şükrü’nün kumarhanesinde para işleriyle ilgileniyor. “Kumarhane köşelerinde barınan bir eski bar kadını.” (Kuaför Demir ve stüdyo makyajcısı iki saat boyunca ‘geçen senelerin etkisi’ için uğraşmışlar ama Ayşe, hâlâ gözümüzü alamadığımız kadar güzel.)
Genç kadının kaçışından 25 yıl sonra.. Muzaffer, Şükrü’nün batakhanesine 30 bin lira borçlu. Sezen Cumhur Önal’ın Türkçe sözleriyle Kamuran Akkor’un söyleyeceği (1968) ‘Kokladığım İlk Ve Son Çiçeksin’ şarkısını enstrümantal olarak (gitarla) dinlerken, ikinci şantajını yapar ; “Çok zengin olmuş Kemal.. Milyonlarının haddi hesabı yokmuş. Bu müşkül vaziyetimde bana yardım edebilecek tek insan.”
Kemal şimdi, ‘Katilin Kızı’ (1964) filminde Hulusi Örmen’in olan fabrikanın sahibi. Çok varsıl. Ama neye yarar, onu bu sahnelerde hep sevgisiz ve acımasız bir insan olarak görüyoruz.
Salih, arkadaşı Ahmet Volkan’la bir avukatlık bürosu açmış. (Kaderin cilvesi, alacağı ilk iş annesinin savunması olacak.) En az Ayşe kadar güzel olan Filiz’le birbirlerini seviyor ve evlenmek istiyorlar. Şimdilik bilinmiyor ama, Filiz, o acı trafik kazasında ölen Hayati Bey’in kızı. Kemal bu beraberliği, üstelik kırıcı sözler söyleyerek onaylamamış. Genç kız, babasının mezarına gittikleri gün Salih’e şunları söylüyor ; “Seni kendi çevresinden birinin kızı ile evlendirmek istemesi en tabii hakkı. Ama, benim fakirliğimle alay edişi, ‘bizim çevremizde yerin olamaz küçük hanım’ diye suratıma tükürürcesine konuşmasını hiç, hiç affetmeyeceğim.. Hem kim bilir, o uğursuz kaza gecesi babam ölmeseydi bugün biz de çok varlıklı bir aile olurduk..”
Gözünü hırs bürüyen Muzaffer yaşamına mal olacak bir hata yapar. Resimlerle Kemal’den para sızdırmak üzereyken aynı şeyi bir de Salih’ten almak istiyor. Durumu anlayan Ayşe onu öldürüp resimleri ve kendi nüfus cüzdanını yakar. Artık o, tiyatro oyunundaki ‘Meçhul Kadın’dır. Mutluluğu yakalaması oğlunun gayreti ile olur.

Filiz, oğlundan ayrılması için bir milyonluk çek yazan Kemal ve Salih..
Filiz ; “Çok kuvvetlisiniz siz.”
Kemal ; “Evet.”
Filiz ; “Çok zayıfız karşınızda.”
Kemal ; “Evet.”
Filiz ; “Kuvvete boyun eğmekten başka çaremiz yok. Yalnız bilmediğiniz tek bir hakikat var dünyada. Bütün fakirliğimize rağmen bir milyonluk çeki suratınıza fırlatacak ve iğrenç tehditlerinize göğüs gerecek namuslu insanların varlığı..”
Salih ; “Ne tuhaf değil mi, namuslu insanlar hep zayıf dediklerinizin arasından çıkıyor baba.”
(Yazan : Murat Çelenligil)

Diğer:
Alexandre Bisson'un La Femme X adlı oyunundan uyarlama

o_kadin_1966.jpgO KADIN 1966 ile ilgili görsel sonucu
 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: