25 Eylül 2014

BİZ DE ARKADAŞ MIYIZ (1962)

biz_de_arkadas_miyiz_1962 (2).jpg
HUNP: 8,0




 
Vizyon Tarihi : 1962

Hunp : 8,0

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :

Göksel ArsoyGöksel ArsoyNihat
Türkan ŞorayTürkan ŞorayNihal
Peri HanPeri HanNecla
Öztürk SerengilÖztürk SerengilNamık Yüksel
Sami HazinsesSami HazinsesKansız Mustafa
Necdet TosunNecdet TosunTosun
Meral SayınMeral SayınNezihi
Hulusi KentmenHulusi KentmenKontak Necdet
Nubar TerziyanNubar TerziyanKocakafa Ali
Handan AdalıHandan AdalıNihat'ın Annesi
Dursune ŞirinDursune Şirin
Uğur KıvılcımUğur KıvılcımEsma
Selahattin İçselSelahattin İçselİnşaat Ustası
Mualla SürerMualla SürerKonuk Oyuncu
Abdurrahman PalayAbdurrahman Palay  G.Arsoy Seslendirmesi
Jeyan Mahfi TözümJeyan Mahfi Tözüm P.Han Seslendirmesi
Mücap OfluoğluMücap OfluoğluÖ.Serengil Seslendirmesi
Gazanfer ÖzcanGazanfer ÖzcanS.Hazinses Seslendirmesi
Kemal ErgüvençKemal ErgüvençH.Kentmen Seslendirmesi
Rıza TüzünRıza TüzünN.Terziyan Seslendirmesi
Nevin AkkayaNevin AkkayaT.Şoray Seslendirmesi
Hayri EsenHayri EsenH.Kentmen Seslendirmesi
Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Eser
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler






Annesinin ölümü üzerine babasıyla yaşadığı sorunlardan dolayı evini terk eden Nihat’ın başına gelenler anlatılır. Ali, karısının ölümünden sonra Necla ile evlenmiştir. Necla ve onun sevgilisi Namık bir dolandırıcı çetesine üyedirler. Amaçları Ali’nin servetine konmaktır. Her şeyin farkında olan Nihat, Necla’yı seven babasına gerçeği anlatamaz. Fakat Necla’nın gözü Nihat’tadır. Nihat yüz vermeyince ona iftira atar. Bunun üzerine Nihat evi terk ederek sokaklarda yaşamaya başlar. Yıllar sonra gerçekler ortaya çıkacaktır. (İbrahim Veli Sözer)

Kurgu
Dekor Tasarım
Sohban Koloğlu (Dekor Tasarım)
Yapım Ekibi
Semih Sarıoğlu (Yapım Sorumlusu)

Adil Kıbıcı (Set Amiri)
Yönetmen Ekibi
Mehmet Aslan (Yönetmen Yardımcısı)
Kamera Ekibi
Sertaç Karan (Kamera Asistanı)
Post-Prodüksiyon
İlya Pençoğlu (Negatif Kurgu)

Hilmi Başcan (Laboratuar Şefi)

Hayati Akbulut (Laboratuar)

Erdoğan Dolapçı (Laboratuar)

Yılmaz Erman (Laboratuar)
Işık Ekibi
Kenan Eryılmaz (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Yorgo İlyadis (Ses Kayıt)

Turgut İnangiray (Senkron)
Firmalar
Melek Film (Yapım)

Erman Film (Film Hazırlık)

Erman Film (Seslendirme)

“He'll Have to Go” (Joe Allison / Audrey Allison) (1959) melodisi. ‘Şair’ bahçıvan Nihat ve Köşkün sahibi Necdet Bey’in güzel kızı Nihal.
Nihat; “Ben de isterdim şüphesiz//Çiçek koparmak olsun//Bütün günahı ellerimin//Olmadı işte.”
Nihal; “Biraz çiçek koparmanızı rica edecektim. Şiirinizi dinledikten sonra cesaretim kalmadı doğrusu.”
Kış öncesinde İstanbul. (İlk sahnelerde, Mustafa rolündeki Sami Hazinses, Nihat'a "Kışa kadar Allah kerim. Yatacak bir yer buluruz elbet" diyor ama film şubat-mart aylarında çekilmiş.) Varlıklarıyla insanı rahatlatan üç arkadaş; Ayak takımından Mustafa, Tosun ve onların yanında eski giysileriyle bile çok 'kentsoylu' kalan 'Şair' Nihat. Günübirlik işlerle yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Geceleri aç ık havada, örneğin deniz kenarındaki kayıklarda uyurlar. Nihat, günün ilk saatlerinde vapur düdüklerinden yakınan Mustafa'ya "İyi ya, çalar saatin var işte" diyor.
Biraz geç uyanan ('uykusuna kurşun işlemeyen') Tosun'a ; "Uyanmak zamanı geldi güzelim//Seher gitmeden uyan//Gözlerini aç güzelim//Uyan güzelim uyan." diye şiir okuyunca, Mustafa "Güzele dikiz. Çingene Esma'nın ayısı bundan daha yakışıklı" diye takılır. Sabah mahmurluğu geçen Tosun; "Lafla karın doymaz. Hele benimki hiç doymaz. Toplanın da zilliyi kırmaya gidelim."
Nihat, neredeyse her söyleyeceğini şiirle dile getiriyor. Güzel bir hanımın ağır koltuklarını başları üzerinde kan ter içinde taşırlarken "Sırtımdaki hayat yükü çileden çıkarır beni" diye şiire başlayınca, canından bezmiş durumdaki Mustafa onu susturur ; "Gözünü seveyim sus. Şiir söyleme de ne söylersen söyle." Neyse ki bir inşaatta (en azından bitene kadar) kalıcı bir iş bulurlar. Tosun işçilere yemek yapacak diğer ikisi de amele olarak çalışacaktır.
Nihat'ın ameleliği de ‘şairane’; "Karıştırırım kumu kireci//Yardımım dokunsun diye insanlara//Onların rahatı benim rahatım//Yükselen her çatıda görürüm//Geçmişin tatlı rüyasını//Her sıcak oda//Hatırlatır bana annemi."
Böyle şiir okuyup çalışırken inşaatın sahibi Necdet Bey’in kızı Nihal onu duyar ve aralarında bir yakınlık oluşur. Bir gün Patron’u, kötü sonuçları olabilecek bir kazadan kurtarınca ödül olarak köşkte çalışmaları istenir. Nihat bahçıvan, Tosun aşçı ve Mustafa da kâhyadır artık. Bahçe, mehtap ve galiba en önemlisi Nihal, Nihat'ın şairliğini arttırıyor. Bir gece, fıskiyeli havuzun kenarında otururlarken genç kızın "Derdin nedir şair? Bu hayatın adamı olmadığın belli" demesi üzerine yaşantısını anlatır. (Üç yıldır beraber olduğu arkadaşlarına bunları anlatmamış olması ilginç. Onlar bu konuşmayı bahçenin, saklandıkları başka bir köşesinde dinlerler.) Annesini ve babasını… Köşklerindeki mutlu çocukluğunu… Koleje yatılı yazılmasını… Annesinin ani ölümünü… Okulunu bitireceği yıl babası Ali Bey’in Necla isimli genç ve güzel bir kadınla evlenmesini… Necla'nın, akrabam diye tanıttığı sevgilisi Namık'la, babasından para sızdırmasını.
Necla, bir gece, "Babandan ne istediğim malum; Para, mücevher, lüks bir hayat. Sana gelince delikanlı, şimdiye kadar ne istediğimi anlamadıysan ya çok toysun ya da aptal" diyerek ona sarılıyor. Ali Bey durumu yanlış anlayıp oğlunu evden kovar. [Keşke filmdeki isimler (Nihal, Nihat, Necdet, Necla, Nezihi, Namık) bu kadar benzer olmasaydı.]
Bir rastlantı sonucu Necdet ve Ali Beyler iki yakın arkadaş. Ali Bey, oğlunu haksız yere kovmanın verdiği üzüntüyle geçen üç yıl içinde Necla'dan ayrılmış. Bu kez de Nihal'in abisi Nezihi bu kötü ikilinin tuzağına düşmüş.
Delikanlı, sık sık "Bir dördüncüye ihtiyacımız var" denerek kumar partilerine çağrılır. Yüklü miktarda para kaybetmesine karşın bu çarktan kendini kurtarmakta zorlanıyor. [Ali Beyin kumar oynadığı (ve tabii kaybettiği) sahnede ‘Autumn Leaves’ (1945/49) (Kosma / Prevert / Mercer); Nezihi (Necla’nın deyimi ile) ‘yolunurken’ Spencer Ross Orkestrasından “Tracy’s Theme” (1960) (Asher) vardı.] Üstelik Namık, babasının serveti için Nihal'i gözüne kestirmiş.
Durumu anlayan Nihat, arkadaşlarının yardımı ile bu oyuna engel olur. Necdet Beyin girişimi ile baba oğul kavuşurlar. Film başladığı gibi İstanbul Boğazı görüntüleri ile biter. Tek fark, üç arkadaş da yaşam boyu sürecek sevgilerini bulmuşlardır.
Filmden iki şiir.
"Bir güzele güzelliğini söylemek isterdim//Aynalardan evvel//Bir güzelle yaşamak isterdim//Güzel güzel."
’Bir Sevda Şiiri’ (Önce Nihat’tan sonra Nihal’den dinliyoruz.) “Sen, eski bir sevda şiirisin//Bir koku var sende//Ellerinde mi//Saçlarında mı//Gözlerinde mi//Bilmem//Bir koku var sende//Sıcak yaz akşamlarına mahsus.” (1945) (Şimdilik) (Muzaffer Tayyip Uslu)





 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: