7 Haziran 2013

BELALI HAYAT (1968)

belali_hayat_1968 (2).jpg
HUNP: 7,8






Belalı Hayat

Vizyon Tarihi : 1968

Hunp : 7,8

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :
Cüneyt Arkın Cüneyt Arkın Ahmet Akyürek
Sevda Ferdağ Sevda Ferdağ Selma
Levent Haskan Levent Haskan
Gülgün Erdem Gülgün Erdem
Kayhan Yıldızoğlu Kayhan Yıldızoğlu Komiser
Asım Nipton Asım Nipton Rıza
Nubar Terziyan Nubar Terziyan
Cenk Er Cenk Er Erol
Nusret Özkaya Nusret Özkaya
Kudret Karadağ Kudret Karadağ
Zuhal Üstüntaş Zuhal Üstüntaş
İlhan Hemşeri İlhan Hemşeri Ekrem
Sadettin Düzgün Sadettin Düzgün Seyfi
Sadri Karan Sadri Karan
Mustafa Yavuz Mustafa Yavuz
Abdullah Ferah Abdullah Ferah
Abdurrahman Palay Abdurrahman Palay Cüneyt Arkın Seslendirmesi
Nevin Akkaya Nevin Akkaya Sevda Ferdağ Seslendirmesi
Mümtaz Ener Mümtaz Ener İlhan Hemşeri Seslendirmesi
Doğan Bavli Doğan Bavli Seslendirme
Hakkı Haktan Hakkı Haktan

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler






Cinayet ve hırsızlıkla suçlanan Ahmet’in kendini aklamak için verdiği mücadeleyi anlatır. Ahmet kendi hâlinde bir kamyon şoförüdür. İş dönüşü bir soyguna şahit olur. Soygunculardan Erol, Ahmet’i zor kullanarak rehin alır. Çalıntı para ve mücevherlerle birlikte olay yerinden ayrılırlar. Erol’un ölmesi ve paraların gizemli bir biçimde kaybolmasıyla her şey Ahmet’in üzerine kalır. Ahmet'in temize çıkabilmesinin tek yolu para ve mücevherleri bulmaktır. (Hüseyincan Eryılmaz)


Replikler:
‘Charade’ (1963) için yapılan ‘Bateau Mouche’ (Henry Mancini). Gecenin 11 buçuğu. Delikanlı çıkıp ‘şöyle bir dolaşacak’mış. “İkide üçte dönerim” diyor ama bu gidişin dönüşü
olmayacak.
Selma; “Erol, ne olacak bu halin? Çalışmıyorsun. Şimdi de sigara, içki, gece hayatı.”
Erol; “Fark etmez sporcu değilim artık.”
Selma; “Çok değiştin bu ara. Ben geldim mi sen sokağa.”
Erol; “Ne yapayım sıkılıyorum.”
Selma; “Bir iş bulsan.”
Erol; “Bulsam da haftada 100–150 lira kazansam. Sabahtan akşama kadar o paraya çürüsem.”
Selma; “Benim ki can değil mi?”
Erol; “Haklısın ablacığım.”
Selma; “Başka çaremiz var mı sonra?”
Erol; (Gözlerini k açırdığı bir bekleyişten sonra) “Belki de vardır.”
‘Korkusuzlar’ın (1974) ilk çevrimi. Jenerikte, ‘Hatari!’ (1962) filmindeki ‘Crocodile, Go Home!’ (Henry Mancini). (Belki bir rastlantı, Üniversite Gençliği aynı şeyi ‘Yankee’ için söylüyordu.) Ahmet Akyürek bir şirkette şoför. ‘34 AP 677’ plakalı Fargo ile (kırmızıymış) Anadolu’dan dönüyor. ‘Yağmur, çamur’. İki kez patlayan lastik de işin tuzu biberi. Diğer seferlerden farklı olarak bu gece “Beyoğlu’na düşüp yorgunluk çıkarmak” yok. Sabah erkenden arabayı bakım (1974’te ‘rot ayarı’) için Kirkor Usta’ya götürecek. Ama gelişen olaylarla asıl kendisine esaslı bir ‘bakım’ gerekecektir.
‘Yeni İnci/İnci Pavyon’. Sema Yıldız sahnede Şükran Ay’ın sesi ile söylüyor; ‘Bağdat Yolu’ (1968) (Cevat Ultanır). “Bir bakış baktın kalbimi yaktın//Aşkın kemendini boynuma taktın.” Bu ‘pırıl pırıl’ dünyanın ‘karanlık’ bir tarafı var. Seyfi ve Barmen Rıza o geceki ‘iş’ hakkında fısıldaşıyor.
Seyfi; “Bulduğun adamlar garantili mi? Bi keleklik etmesinler.”
Rıza; “Sen merak etme… İkisi de para için Allah Allah diyor… Hakkı dediğimin elinde en o biçim kasalar çocuk oyuncağıymış. Senelerce bunların tamirciliğini yapmış.”
‘Fabrika soygunu’ ile ilgili konuşmanın “Hadi hayırlısı” ve “İnşallah Şef” şeklinde bitmesi çok ilginçti.
Erol. Gösterişli bir genç. Sakatlanınca ayaktopunu bırakmak zorunda kalmış. Ablası Selma’dan başka kimsesi yok. “O büyüttü beni. Hem anam hem babam oldu.” Çalışmak yerine soygunla ‘para sahibi olacak’. Kolay görünen bu yolun ne canlar yaktığını öğrenememiş daha.
Hakkı eski bir kasa ustası. Verem nedeniyle hayatı kaymış. “İş aramaktan iflahım kesildi.” Aylardır nereye başvursa ‘ciğeri delik, çürük’ diye tersyüz ediliyor. Adını öğrenemeyeceğimiz karısı ve küçük oğlu Ömer de hasta. “Öksürürken çok acıyor sırtım.” Son çaresi ‘hırsızlık’. İşi Seyfi planlamış gibi ama ilerde asıl patronun gazino sahibi Ekrem olduğunu anlayacağız. Aceleci bir umutla bu pis işe kalkışanlar ise ne olup bittiğini öğrenemeyecekler. Fabrika bekçisi ‘satın alınmış’. Kapıyı açıp kasanın bulunduğu odayı gösterecek.
‘The Spa’ ve ‘Switching the Body’ (John Barry). Soygun ‘Thunderball’ (1965) için yapılan melodilerle. Önceleri sıkıntısız giderken Rıza’nın Bekçi Mustafa Yavuz’u öldürmeye kalkmasıyla bir meydan savaşı halini alıyor. ‘Dead Ringer’daki (1964) ‘Main Title’ın (André Previn) olduğu sahnede Hakkı, Rıza, iki polis ve bekçi ölür. Ağır yaralı Erol’un, oradan geçen Fargo’yu durdurması ‘Underwater Mayhem’ (1965) (Barry) ile.
Ahmet nasıl bir belaya bulaştığının ayırtında değil henüz; “Onları da alalım. Ölmeyen vardır belki… Sigorta Hastanesi’ne gidelim.” Kan revan içindeki Erol ise para dolu çantayı kucaklamış, bir elinde tabanca “Deli miyim? Ayağımla gidip teslim olur muyum?” deyip duruyor. Kahramanımızın evinde can verir. “Hepimiz öldük de o Seyfi kurtuldu.”
“Maggie’s Murder” (1964) (Previn). Durumu bildirmeye gittiği karakolda işler iyice karışıyor. Şüpheli durumuna düşer. Eve geldiklerinde para ve mücevherler ortada yoktu. Biri almış ama gel de anlat. Kaçmasıyla Cinayet Masası Şefi Kenan artık kararlı; “Hiç şüphem kalmadı. Asıl elebaşı bu Şoför Ahmet.”
Şimdi hem polisten kaçmak hem de Selma ile Hakkı’nın ailesini (özellikle Ömer’i) suçsuzluğuna inandırmak zorunda. “Bu işleri ben yapmış olsaydım, paralar da bende olsaydı çıkar mıydım karşınıza. Kaçar giderdim buralardan.” Elindeki tek ipucu bir isim; Seyfi. İşin anlaşılmaz yanı Çete de onun peşinde. Sille tokat söyletmeye çalışıyorlar. “Fabrikadan çalınan paralar soygunu yaptıranların eline geçmemişki bende biliyorlar... Peki, paralar kimde?”
Can derdine düşen şoförümüz o dar zamanda Selma ve Ömer’le duygusal yakınlaşmaya vakit bulabiliyor.
‘6 Numaralı Si Minör (Pathetique) Senfoni’ Op.74: I. Adagio-Allegro non troppo. (1893) (Pyotr Ilyiç Tchaikovsky) (4 buçuk ve 5 buçuk dakikalar arası). Teksan Şirketi. Ahmet, Selma’ya telefon etmiş, Perşembe Pazarı’ndaki boş Antrepo’da buluşmak istiyor. Genç kızın soygun hakkında bilgisi onun kadar bile değil. Ancak delikanlıyla ipleri koparmak da istemiyor; “Beni gene arayın. Belki bir şeyler öğrenirim. Umulmadık bir şey olur belki.” Aslında, o durumdaki en ‘umulmadık şey’ olmuş bile. Birbirlerini sevmişler.
Ömer’le ilişkisi çok daha kuvvetli. O’nun için [‘The Sounds of Hatari’ (1962) (Mancini) ile (10.-30. saniyeler arası)] bakkaldan yiyecek bile çalar. Annesi Çete tarafından öldürülünce çocuğa kol kanat geriyor. Tedavisi için gittikleri Dr. Mehmet Oğuzalp rolündeki Nusret Camgöz tarafından tanınmayı göze alır. Haydutların izini bulması da Ömer sayesinde. “Saz’a bir defa babam götürmüştü beni. Ben kapısında bekledim… Çıktıktan sonra bakkalımıza borç ödedi. Bana da çukulata aldı.” Ahmet artık ne yapacağını biliyor.
Tekrar ‘İnci Pavyon’ ve Şükran Ay’ın sesinden ‘Eloğlu Düşeş Atar’ (1968) (Habib Çamlıyer); “Dertliyim efkarlıyım//Efkarı dağıtamam//Kolum kanadım kırık//El içine çıkamam.//**//Şeşbeş attın güvenme//Eloğlu düşeş atar//Talih yoksa arkadaş//Devede yılan sokar.”
Hesap sormaya gelmişti ama bambaşka bir durumla karşılaşır. Çete, Selma ve Ömer’i kaçırmış. Parayı, nerde olduğunu bilmediği mücevherleri istiyorlar. Ahmet de ‘değiş tokuş’ için Seyfi’yi evine götürür. Onun ağzından kaçırdığı sözler oynadığı oyunu ele veriyor; “Pek cesursun, evine geliyorsun. Ya bir gören olursa.” Orayı bilmesi, daha önce, Erol’un öldüğü gece de geldiğini gösteriyor. Ufak bir ‘okşanma’ ile her şeyi anlatır. Soygundan sonra onları izlemiş. Ahmet polise gidince de milyonu ikinci kez çalmış. Şarkıcı dostu Gülgün Erdem ile dışarıda, Avrupa’da yiyecekti. Erol gibi ona da kısmet olmaz.
‘Crash Landing/The Bomb’ (1965) (Barry). Çeteden hesap soruyor. Suçsuzluğunu kanıtlamış ve Selma yanında ama Ömer öldüğü için bu ‘Pyrus Zaferi’ bile değil.
Küçük çocukla göz kırparak vedalaştıkları sırada ‘Zorba’daki (1964) ‘Clever People and the Grocers’ (Mikis Theodorakis) var.
‘Countess Esterhazy’ (1965) (Manos Hadjidakis).
Cinayet Masası Şefi Kenan; “100 bin liralık mükâfat senin oldu.”
Ahmet; “Ölen polislerin ailelerine verilsin.”
‘Electrocution’ (1965) (John Barry). Erol, Ahmet’in evinde ve son nefesini vermek üzere. Artık hiçbir yararı olmayan soygun parasını kucaklamış.
“Hepsi benim oldu benim. Saymakla bitmez. Şunlara bak insanı krallar gibi yaşatır… Giyineceğim, kumar oynayacağım, dans edeceğim, Havuzlarda yüzeceğim. Kadın kız desen sürüyle gelecek. Ablama, ablama vereceğim yarısını. O büyüttü beni… Sabahtan akşama kadar fabrikada yazı yazar, çürür. Yüzü gülecek artık… Ölüyorum kuruşunu bile yiyemeyeceğim. Bari ablam güzel yaşasın.”
(Yazan: Murat Çelenligil)

Kurgu
Yönetmen Ekibi
Samim Utku (Teknik Yönetmen)
Kamera Ekibi
Turgay Çiftçi (Kamera Asistanı)
Post-Prodüksiyon
Recai Karataş (Laboratuar Şefi)

Ali Berkan (Laboratuar)

Arif Özalp (Laboratuar)

Tanas Petriyadis (Laboratuar)

Adnan Açıkalın (Laboratuar)

Kamil İpekar (Laboratuar)

Nevzat Dişiaçık (Laboratuar)

Recep Pala (Laboratuar)

Hüseyin Demirayat (Laboratuar)
Işık Ekibi
Mehmet Çakar (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Tuncer Aydınoğlu (Ses Kayıt)
İdari İşler
Necdet Kökeş (Prodüksiyon Amiri)

Sadri Karan (Prodüksiyon Amiri)

Erdal Güner (Set Amiri)

Çetin Dağdelen (Set Ekibi)
Müzik ekibi
Şükran Ay (Şarkılar)
Firmalar
Er Film (Yapım)

Acar Film (Seslendirme)

Acar Film (Film Hazırlık)


BELALI HAYAT 1968 ile ilgili görsel sonucubelali_hayat_1968.jpg

 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: