HUNP: 7,5 Follow @filmnostalgi Tweet |
Sözde
Kızlar
Vizyon Tarihi : 1967
Hunp : 7,5
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
Filiz Akın | Mebrure |
|
Ediz Hun | Fahri |
|
Suzan Avcı | Nevin |
|
Devlet Devrim | Ayşe/Ayla |
|
Önder Somer | Behiç |
|
Funda Postacı | Hatice/Belma |
|
Tülay Erdeniz | |
|
Meriç Başaran | Nuriye/Aynur |
|
Reha Yurdakul | Salih |
|
Ergun Köknar | Siret |
|
Ferah Nur | |
|
Baki Tamer | Polis Müdürü |
|
Nahire Koşay | Nazmiye |
|
Sevim Sevil | |
|
Mümtaz Alpaslan | Kont Nadir |
|
Gonca Şenay | |
|
İsmail Varol | |
|
Handan Adalı | Aleksandra |
|
Şener Şen | Serseri |
|
Abdullah Pak | |
|
Talia Saltı | |
|
Tevfik Soyurgal | |
|
Nezihe Güler | Hatice |
|
Necabettin Yal | Polis Müdürü |
|
Muzaffer Yenen | Doktor |
|
Vahit Volkan | Meyhane Müşterisi |
|
Selahattin İçsel | Kasap |
|
Oktay Yavuz | Meyhane Müşterisi |
|
Özdemir Akın | |
|
Baykal Arda | |
|
Baykal Kent | Serseri |
|
Sadettin Erbil | R.Yurdakul Seslendirmesi |
|
Hayri Esen | E.Hun Seslendirmesi |
|
Fuat İşhan | Ö.Somer Seslendirmesi |
|
Nedret Güvenç | D.Devrim Seslendirmesi |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Eser
|
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
Mebrure ile Fahri arasındaki aşk hikâyesi konu edilir.
Babası öldükten sonra Mebrure İstanbul’daki akrabası Nazmiye Hanım’ın evine
gelir. Nazmiye Hanım, kimsesiz kalan Mebrure’ye ilk başta sahip çıkmak istemez.
Daha sonra kızı Nevin ve oğlu Behiç’in ısrarı üzerine Mebrure’yi himayesine
alır. Mebrure, Behiç ve Nevin ile arkadaşlık yapmaya başlar. Ancak onların
hayat tarzları Mebrure’ye uymaz. Bir gece evlerinde düzenledikleri partiye
avukat Fahri de katılır. Bir süre sonra Mebrure ve Fahri arasında bir aşk başlayacaktır.
(Meltem İşler Sevindi)
Ayrıntılar:
‘Shazam’ (1960) (Lee Hazlewood / Duane Eddy). The Shadows’dan dinlediğimiz (1963) melodiyle eğlenen gençler. Fahri de ‘Gençlik Nereye Gidiyor’ isimli doktora tezi için aralarına katılmış, verip veriştiriyor ; “..Yeter artık. Biraz da kendinizden utanın..İsteseniz, şuurlu olsanız bir koca dünya yaratabilirsiniz. Şu anda binlerce genç üniversitelerde, fizik laboratuvarlarında, tıp araştırmalarında müthiş bir çalışma yarışı içindeler. Sizlerse uçurumun eşiğindesiniz..” (O yıllarda ‘bir koca dünya yaratmak isteyen şuurlu gençliğin’ başına gelenler ise ayrı bir doktora konusu galiba.)
Bir ilk romanın (Peyami Safa) (gazetede yayınlanışı 1922 / kitap olarak 1925) ikinci çevrimi. 1960’lar. (Romanda 1910’ların sonu). İstanbul.
&# 8216;Portrait of my Mother’ (1965) (Hadjidakis) ve Samsun gemisi. Güzel bir genç kız, Mebrure, babası, Tuhafiyeci İhsan Efendi ölüp kimsesiz kalınca İskenderun’dan buralara gelmiş ve gelir gelmez de çantasını yankesicilere kaptırmış. (Yönetmen Nejat Saydam’ı polis çağıran kişiler arasında görmek çok güzel.) Akrabası, ‘eski fabrikatörlerden’ Raif Dinçer’i (romanda ‘sefaret müsteşarı’ Nafi Bey) arıyor. O da iki sene önce ölmüş, karısı Nazmiye, kızı Nevin ve oğlu Behiç, villalarında vur patlasın çal oynasın çılgın bir yaşam sürüyorlar. [Romandaki genç kız ise Manisa’dan geliyor. Babasını Yunanlılar tutuklanmış. Öldü mü kaldı mı belli değil. Önce, akrabalarını (romanda Eski Bağdat Caddesi’nde, filmde Şişli’de) bulacak. Sonra da ‘Muhacirin İdaresi’nden babası hakkında bilgi edinecek.]
‘Son Hatıra’ (1968) filminde Kemal Bey’in olan bu köşkte ‘Mütareke Yılları’ yozlaşmasını görüyoruz . ‘Ahlâk çöküntüsü’ ; ‘Medeniyetin neden olduğu bocalama’ ; ‘Nesiller ve sosyal çevreler arasındaki çatışma’.
Genç kız (bundan sonra adı Mebo/Mebruş olacak), evdeki ilk sabah bahçeye bakarken Behiç de gece boyunca beraber olduğu Belma’yı pencereden ‘yolcu ediyordu’. [Filiz Akın’ı, bu sırada giydiği hırka ile ‘Sabah Yıldızı’ (1968) filmindeki Şefika Hanım’ın evinde göreceğiz.] Evde yok yok. Kumar, morfin, seks partileri. Dikkat çekici bir şey, özellikle filmin sonlarında, erkekler çoğunlukla yaşlı ve varsıl, kızlar ise gencecik ve yoksul. ‘Sözde Kızlar’ hep çift isimli. Kenar mahallede Hatice, Zehra, Nuriye, Ayşe, Saliha ; Sosyete semtlerinde Belma, Güzin, Aynur, Ayla, Nur. Zamanımızda ise, artık, vücutlarından ‘özveride bulunarak’ bile buralara yaklaşamazlar.
Mebrure..Yıllarca önce ‘lastik çizmeleri sarı sarı çamurlu üç kişinin saldırısına uğramış’. Bu nedenle ‘erkeklerden korkuyor’. Durumu anlayan Siret (kitapta Siyret) ‘uyku ilacı veriyorum’ diye onu morfine alıştırır. Nede olsa Tıbbiyenin son sınıfından kovulmuş, bu işlerden az çok anlıyor. Elinde hep bir pipo. (Romanda ise ‘tecavüz ve morfine alıştırma’ yok ve Siyret, ‘Kommersiyale Bankası’nda çalışıyor. Tütün seçimi puro)
Behiç..Yakışıklı bir genç. [Romandaki bıyıksız, yüzünü pudralıyor ve frengili. Belma’dan olan çocuğunu (o da frengili) öldürüp Vaniköy’de bir yere gömmüş.] Her numarayı denemesine karşın Mebrure’yi elde edemez. ‘Mütareke’ dönemindeki İstanbul Hükümetini (Mebrure ise Anadolu’yu) yansıtıyor (Cevdet Kudret).
Kara Panterler ile tanışmamız ‘Sam the Sham & the Pharaohs’dan dinlediğimiz bir parça ile olur ; ‘Wooly Bully’ (1965) (W. Thomas / L. Smith). Bu çılgın eğlence için hizmetçi Aleksandra (romanda Evdoksiya) “(Mürvet Sim’in sesi ile) Günah gemisi yükünü almıştır. Bugün batmazsa bir daha hiç batmaz” diyor. Aynı toplantıya Nadir (diğer adı ‘Kont’. Hukuk’tan ama ‘arka kapıdan’ mezun. Romanda ise ‘Düyun-î Umumiye’de memur) bir arkadaşını (elbette erkek) getirmiş ; Fahri. Yakında ‘stajyer hakim’ olacak. “Bir tavan arasında pansiyon kalıyor. Fakir bir gençtir.” (Romandaki Fahri ise ‘postanede memur’ ve Mebrure’ye babası için yardım ediyor.)
‘Çılgın gençlerle’ ikinci karşılaşmamız romanla aynı yıllarda yazılmış ve ‘The Animals’dan (1966) dinlediğimiz şarkı ile olur ; ‘See See Rider’ (1924) (‘Ma’ Rainey). Bu toplantılar, hep polis baskınıyla sonuçlanıyor. (Polis müdürü Baki Tamer’in solunda duran Ali Demir’i, iki saniye bile olsa görmek çok güzeldi.)
Keith’den dinlediğimiz ‘Tell Me To My Face’ (1967) (Clarke / Hicks / Nash) şarkısının çalındığı gazinoda Fahri, tezi için herkesle konuşuyordu. Sonradan bu çalışmanın ne olduğu belli değil.
Hatice/Belma’nın ‘bitirim’ abisi Salih, delikanlının iyi niyetli girişimlerini yanlış anlayınca, sonuç mahallede bir meydan dayağı (dövenlerden biri Oktay Yavuz). Ama olaylar geliştikçe aralarında dostluk kurulur.
İyice azıtan çete, kızları ‘Orta Şark’taki bir otelde pazarlamaya kalkınca iş çığırından çıkıyor.
Yine bir alem sonrası, yine Emniyet Müdürlüğü. Birazdan ‘Emrazi Zühreviye Hastanesi’ne götürülecekler. Bu kadar aşağılanmaya dayanamayan Zehra/Güzin kendini merdiven boşluğuna atmış.
‘Serenade’ (1826) (F. Schubert) melodisi ve ölmeden önce söyledikleri ; “Evleniyorum anne, hem de milyoner bir gençle. Artık mangal yok, kalorifer var. Apartmanda oturacağız, hepimizin birer odası olacak..”
(Yazan : Murat Çelenligil)
Kurgu
|
Özdemir Arıtan (Kurgu)
|
Dekor Tasarım
|
Erdil Demirbağ (Dekor
Tasarım)
|
Yapım Ekibi
|
Melih Üstüngör (Yapım
Sorumlusu)
|
Yönetmen Ekibi
|
Ergun Köknar (Yönetmen
Yardımcısı)
|
Hasan Ceylan (Reji
Ekibi)
|
|
Kamera Ekibi
|
Tosun Bayri (Kamera
Asistanı)
|
Post-Prodüksiyon
|
Tanas Petriyadis
(Laboratuar)
|
Sedat Tuncel (Laboratuar)
|
|
Recai Karataş (Laboratuar)
|
|
Ali Berkan (Negatif
Kayıt)
|
|
Işık Ekibi
|
Hikmet Tülek (Işık
Şefi)
|
Cengiz Arlı (Işık
Ekibi)
|
|
Ahmet Ateş (Işık
Ekibi)
|
|
Sanat Ekibi
|
Bilal Uysal (Dekor
Ekibi)
|
Ses Ekibi
|
Tuncer Aydınoğlu
(Ses Kayıt)
|
Arif Ünal (Senkron)
|
|
İdari İşler
|
Abdullah Pak (Prodüksiyon
Amiri)
|
Fethi İnan (Set
Amiri)
|
|
Yılmaz Akgün (Set
Ekibi)
|
|
İsmail Küçük (Set
Ekibi)
|
|
Hasan Ceylan (Set
Ekibi)
|
|
Firmalar
|
Acar Film (Yapım)
|
Acar Film (Seslendirme)
|
|
Acar Film (Film
Hazırlık)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder