HUNP: 8,1 Follow @filmnostalgi Tweet |
Son Gece
Vizyon Tarihi : 1967
Hunp : 8,1
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
Fatma Girik | Maria Mihailescu |
|
Kartal Tibet | Yüzbaşı Faruk |
|
Cahit Irgat | General Mihailescu |
|
Naci Erhun | Polivas |
|
Aliye Rona | Doamnela Mihailescu /Maria'nın Halası |
|
İhsan Gedik | Türk Onbaşı |
|
Yavuz Karakaş | Hasan çavuş |
|
Mehmet Büyükgüngör | Belediye Reisi Radilescu |
|
Muzaffer Yenen | Kolordu Kumandanı |
|
Eva Bender | Lina |
|
Sevda Nur | Maria'nın Arkadaşı / Konuk Oyuncu |
|
Sevgi Can | Maria'nın Arkadaşı |
|
Asım Nipton | Doktor |
|
Ahmet Turgutlu | Çavuş |
|
Hüseyin Güler | Romen Onbaşı |
|
Enver Dönmez | Romen Asker |
|
Erdoğan Seren | Romen Asker |
|
Nezihe Güler | Faruk'un Annesi |
|
Adalet Cimcoz | Fatma Girik Seslendirmesi |
|
Abdurrahman Palay | Kartal Tibet Seslendirmesi |
|
Rıza Tüzün | M. Büyükgüngör Seslendirmesi |
|
Toron Karacaoğlu | Anlatıcı(Seslendirme) |
|
Hayri Arlı | Seslendirme |
|
Kamer Baba | Romen Vatandaşı |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Eser
|
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
Birinci Dünya Savaşı'nda
birbirine âşık olan iki düşmanın hikâyesi konu edilir. Yüzbaşı Faruk, Birinci
Dünya Savaşı’nda kuzey cephesinde görevlendirilir. Sığındığı bir evde kendisine
karşı koyan yaşlı Romen generali öldürür. Generalin kızı Mariya, ağabeyi Yüzbaşı
Polibas’a babasının ölümünü haber vererek halasının yanına sığınır. Halasının
yaşadığı Ivesti kasabası da Türk askerleri tarafından işgal edilir. Yüzbaşı
Faruk, Ivesti belediye başkanı tarafından Mariya’nın halasının evine
yerleştirilir. Yüzbaşı Faruk, Mariya’ya kendini affettirmeye çalışır. İkili
zamanla birbirlerine âşık olacaktır. (Meltem İşler Sevindi)
Replikler:
Sol minör Adagio (Tomaso Giovanni Albinoni) (Düzenleme Remo
Giazotto) (1945). İbrail (Brâila).. Tuna Nehri’ndeki bu liman kentine
yakın İveski kasabasında Doamnela Mihailescu’nun güzel evi [Burasını
‘Son Hatıra’da (1968) tekrar göreceğiz].. Aslında düşman olması gereken
iki kişi..
Faruk ; “Farkında mısınız, birbirimizle kavga ediyoruz adeta.. Evet, birbirini seven, kıskanan iki aşık gibi kavga ediyoruz.. Günlerden beri içimizi yakan beynimizi tutuşturan şeyler bu gece dudaklarımızdan dökülüyor.”
Maria ; “Rica ederim Faruk Bey, bütün kâinat önüne katmış şuursuzca bu gece sürüklüyor bizi. Ne olur kendimize gelelim. Biz sadece iki düşmanız. Sonuna kadar da iki düşman olarak kalmaya mahkûmuz.”
Faruk ; “İnsan olduğumuzu unutuyorsun. Önüne geçilmez bir kuvvet bizi birbirimize yaklaştırıyor.”
Maria ; “Buna hakkımız yok Faruk Bey.. Ya Rabbi, ne büyük bir günah işliyoruz.”
Faruk ; “Sevmek günah olamaz Maria.. Aşkın vatanı yoktur.”
“1916 yılı kış aylarında Birinci Dünya Savaşı bütün cephelerde şiddetle devam etmekteyken Romanya’yı işgal etmiş olan müttefik ordularına mensup Türk kuvvetleri Romanya topraklarında ilerliyordu..”
Yüzbaşı Faruk’un komutasındaki bir Türk bataryası.. 'Gece saat on. Müthiş bir yağmur yağıyor.' Nasıl olduysa, 'bu dağ başında' sığınacak bir ev bulabilmişler. “İki günden beri yağmur altında yürüdük. 48 saatten beri gözümüze uyku girmedi (‘iki gün-48 saat’ süreçlerinden biri değişik olsaydı). Müsaadenizle, şafak sökene kadar burada istirahat etmek istiyoruz.” Ev sahibi, emekli general (adının Mihailescu olduğunu sonradan öğreneceğimiz sert asker, biraz da kapıyı kırdıklarına kızdığı için), onbaşıyı yaralayınca, öldürülür. Kızı Maria'nın kurşunu Yüzbaşının kolunu sıyırıyor (romanda iki parmağı sakat kalır). Faruk elinin değil ama Generalin acısını film boyunca çekecektir. ‘Türk Zabit’ten (şimdilik) nefret eden güzel Maria, ‘tayyareci’ abisi Polivas tarafından halalarının yanına götürülür.
“Müttefik Türk ve Alman orduları, Galiçya Cephesi'ndeki Rus ve Romen kuvvetleriyle çarpışırken Romanya’nın stratejik şehirlerinden İbrail de 6. Türk Kolordusu tarafından işgal edilmiştir..”
O günlerde, Yüzbaşı Faruk, Kolordu Kumandanlığı'ndan, bataryası ile 5 km. kuzeydeki İveski (romanda İveşki) (Tufeşti demek istiyor galiba) kasabasını ele geçirmek emrini alır. İlçe halkı, belki de Faruk’un tertemiz, güzel yüzünün etkisi ile Türk kuvvetlerine dostça davranıyor. Belediye Başkanı Radilescu ona ‘kasabanın en güzel evini tahsis eder’. Kahramanımız, yeğeniyle yaşayan yaşlı bayanın evinde yaşamındaki en ‘garip ve umulmaz tesadüfü’ yaşayacaktır..
Faruk ; “Matem içindesiniz galiba. Siyah elbise giyiyorsunuz.”
Doamnela ; “Evet, iki büyük matem içindeyim. Biri memleketimin öbürü de kardeşimin matemi.”
Faruk ; “Geçmiş olsun Madam (‘başınız sağ olsun’ demek istedi galiba). Demek ki kardeşinizi kaybettiniz?”
Doamnela ; “Evet, bir cinayete kurban gitti, öldürdüler.”
Faruk ; “Kim öldürdü Madam?”
Doamnela ; “Kardeşimi kim öldürdü, nerde, nasıl öldürdü, bütün tafsilatıyla yeğenim anlatsın.”
Faruk, Doamnela Mihailecu'nun merdivenlerden inen yeğenini görünce bir darbe yemiş gibi olur ; Maria. “Madam Mihailescu, lütfen inanınız bana, önce kardeşiniz ateş etti bize. Hatta onbaşıyı da yaraladı.. Hakikati bilmenizi istiyorum.”
Doamnela Mihailescu ; “Kardeşim öldükten sonra ‘hakikat’ neyi değiştirir, efendi? Henüz 23 (romanda 25) yaşında bir genç kızı babasız bıraktınız. Ocağımızı söndürdünüz.”
Maria.. Hüzün dolu bir çift yeşil göz. ‘Düz siyah saçları rüzgâr gibi uçuşan Rumen kızı.’ Ona sevdalı Türk subayının ince davranışları, yüreğindeki nefreti tutkulu bir aşka dönüştürüyor. ‘Rosen aus dem Süden’ (Op. 388) (Strauss ll) (1880) valsinin çalındığı balodan eve geldiklerinde birbirlerine sevgilerini söylerler.
Filme kaynaklık eden aynı adlı romanda (Esat Mahmut Karakurt) (6. baskı, 1950) (İnkılâp Kitabevi) 107. sayfa..
Maria ; “Bunun sonu bir facia ile bitecek diyorum size, inanın Faruk Bey.”
Faruk ; “Hayır, bilakis, saadetle bitecek Maria, göreceksin.”
“1916 yılının son günlerinde taarruza geçen Rus ve Romen orduları, Avusturya ve Bulgaristan cephelerini bozguna uğratmış, cenuba doğru ilerlemekteyken İbrail cephesini tutan Türk kuvvetleri tarafından durdurulmuştu..” Yüreği karmaşık duygularla dolu Maria’nın duası ; “..Benim ve bütün insanların büyük Allah’ı, yalnız bizi değil, gecenin karanlığın içinde vatanları için dövüşen, dost-düşman, bütün talihsiz insanları da koru ve ONU, onu da..” Ama Yüzbaşı Faruk, Polivas’ın uçağından atılan bir bomba ile yaralanıyor.
Ayağının, kangren olup kesilme tehlikesi var. Generalin ölümünden o denli etkilemiş ki, kendisini görmeye gelen Maria’ya şunları söylüyor ; “Hem bir şey söyleyeyim mi, abinin attığı bombayla yaralanmak bana teselli veriyor. (Bombayı atan pilotun, genç kızın abisi olduğunu nasıl anladığı belirsiz.) Size çok acı çektirdim. Ödeşmemiz için biraz da benim acı çekmem gerekmez mi?”
1917’nin sonları..Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmesiyle Rus ordusu cepheden çekilir. Faruk, 3 ay sonra, iyileşmiş olarak Maria’ya koşuyor. 'Mehtaplı bir yaz gecesi..Gökyüzünde milyonlarca yıldız..Tuna, uzakta ışıklar içinde pırıl pırıl yanıyor.' Genç kızın nehir kıyısında söyledikleri, keşke doğru çıkmasaydı ; “Bugün, herkes General Mihailescu’nun kızı Maria’yı düşman zabiti Faruk Bey’in metresi olarak biliyor.. Abim buraya gelir de bir düşman zabitini sevdiğimi öğrenirse beni öldürür.”
Türk ordusunun Romanya’dan çekileceği gece.. Polivas’dan, Türk karargâhına bir baskın düzenleneceğini öğrenen Maria durumu sevgilisine söyler. Kardeşinin ihanetini ve ilişkisini öğrenen Polivas, o kızgınlıkla öyle bir şey yapıyor ki canavarlığının sonucunu görünce kendini öldürecektir ; Faruk bağlıyken, kız kardeşini 4 (romanda 6) kişinin kucağına atar.
1919. Aylarca hastanede yatan Faruk, savaş bitince İstanbul’a gönderilmiş. “Şimdi, iki büyük ıstırabın pençesindedir. Biri Maria’nın, diğeri düşman işgali altında olan memleketimizin.” Günlerdir beklediği haberi Mülazım Ahmet Bey getirir ; “Müracaatınız kabul olundu yüzbaşım. Yarın Sirkeci’den kalkacak Amerikan bandıralı Nelson şilebiyle Romanya’ya hareket edeceksiniz.. Orda en fazla iki gün kalacaksınız. İstanbul’a döner dönmez de 24 saat içinde (filmin en mutlu olduğumuz sözleri) Anadolu’ya geçmek üzere hazırlıklı bulunacaksınız.” Hala Mihailescu, onu Maria’ya götürüyor..
Faruk ; “Beni nereye getirdiniz Madam?”
Doamnela Mihailescu ; “Telaş edecek bir şey yok. Maria, ekseriya bu saatlerde mezarlığa gelir. Babası ve abisi burada yatıyor.. İşte kardeşimin mezarı. Bir kurşunla öldürdüğünüz adam.. Bu da şerefini kurtarmak için kendisini öldüren Polivas’ın mezarı.”
Faruk ; “Ya burada kim yatıyor Madam?”
Doamnela Mihailescu ; “…”
Faruk ; “Söyleyin Madam, yoksa?”
Doamnela Mihailescu ; “…”
Faruk’un umarsız çığlığı.. “MARİA.. MARİA..”
“Dünyaya hisseden bir kadın olarak gelenlerin, ölünceye kadar ayrılamadığı iki dostu vardır ; Istırap ve gözyaşı.”
(Yazan : Murat Çelenligil)
Jenerik Yazısı : Uçak sahnelerinin çekilmesinde yardımda bulunan Türk Hava Kurumuna teşekkürü borç biliriz.
Faruk ; “Farkında mısınız, birbirimizle kavga ediyoruz adeta.. Evet, birbirini seven, kıskanan iki aşık gibi kavga ediyoruz.. Günlerden beri içimizi yakan beynimizi tutuşturan şeyler bu gece dudaklarımızdan dökülüyor.”
Maria ; “Rica ederim Faruk Bey, bütün kâinat önüne katmış şuursuzca bu gece sürüklüyor bizi. Ne olur kendimize gelelim. Biz sadece iki düşmanız. Sonuna kadar da iki düşman olarak kalmaya mahkûmuz.”
Faruk ; “İnsan olduğumuzu unutuyorsun. Önüne geçilmez bir kuvvet bizi birbirimize yaklaştırıyor.”
Maria ; “Buna hakkımız yok Faruk Bey.. Ya Rabbi, ne büyük bir günah işliyoruz.”
Faruk ; “Sevmek günah olamaz Maria.. Aşkın vatanı yoktur.”
“1916 yılı kış aylarında Birinci Dünya Savaşı bütün cephelerde şiddetle devam etmekteyken Romanya’yı işgal etmiş olan müttefik ordularına mensup Türk kuvvetleri Romanya topraklarında ilerliyordu..”
Yüzbaşı Faruk’un komutasındaki bir Türk bataryası.. 'Gece saat on. Müthiş bir yağmur yağıyor.' Nasıl olduysa, 'bu dağ başında' sığınacak bir ev bulabilmişler. “İki günden beri yağmur altında yürüdük. 48 saatten beri gözümüze uyku girmedi (‘iki gün-48 saat’ süreçlerinden biri değişik olsaydı). Müsaadenizle, şafak sökene kadar burada istirahat etmek istiyoruz.” Ev sahibi, emekli general (adının Mihailescu olduğunu sonradan öğreneceğimiz sert asker, biraz da kapıyı kırdıklarına kızdığı için), onbaşıyı yaralayınca, öldürülür. Kızı Maria'nın kurşunu Yüzbaşının kolunu sıyırıyor (romanda iki parmağı sakat kalır). Faruk elinin değil ama Generalin acısını film boyunca çekecektir. ‘Türk Zabit’ten (şimdilik) nefret eden güzel Maria, ‘tayyareci’ abisi Polivas tarafından halalarının yanına götürülür.
“Müttefik Türk ve Alman orduları, Galiçya Cephesi'ndeki Rus ve Romen kuvvetleriyle çarpışırken Romanya’nın stratejik şehirlerinden İbrail de 6. Türk Kolordusu tarafından işgal edilmiştir..”
O günlerde, Yüzbaşı Faruk, Kolordu Kumandanlığı'ndan, bataryası ile 5 km. kuzeydeki İveski (romanda İveşki) (Tufeşti demek istiyor galiba) kasabasını ele geçirmek emrini alır. İlçe halkı, belki de Faruk’un tertemiz, güzel yüzünün etkisi ile Türk kuvvetlerine dostça davranıyor. Belediye Başkanı Radilescu ona ‘kasabanın en güzel evini tahsis eder’. Kahramanımız, yeğeniyle yaşayan yaşlı bayanın evinde yaşamındaki en ‘garip ve umulmaz tesadüfü’ yaşayacaktır..
Faruk ; “Matem içindesiniz galiba. Siyah elbise giyiyorsunuz.”
Doamnela ; “Evet, iki büyük matem içindeyim. Biri memleketimin öbürü de kardeşimin matemi.”
Faruk ; “Geçmiş olsun Madam (‘başınız sağ olsun’ demek istedi galiba). Demek ki kardeşinizi kaybettiniz?”
Doamnela ; “Evet, bir cinayete kurban gitti, öldürdüler.”
Faruk ; “Kim öldürdü Madam?”
Doamnela ; “Kardeşimi kim öldürdü, nerde, nasıl öldürdü, bütün tafsilatıyla yeğenim anlatsın.”
Faruk, Doamnela Mihailecu'nun merdivenlerden inen yeğenini görünce bir darbe yemiş gibi olur ; Maria. “Madam Mihailescu, lütfen inanınız bana, önce kardeşiniz ateş etti bize. Hatta onbaşıyı da yaraladı.. Hakikati bilmenizi istiyorum.”
Doamnela Mihailescu ; “Kardeşim öldükten sonra ‘hakikat’ neyi değiştirir, efendi? Henüz 23 (romanda 25) yaşında bir genç kızı babasız bıraktınız. Ocağımızı söndürdünüz.”
Maria.. Hüzün dolu bir çift yeşil göz. ‘Düz siyah saçları rüzgâr gibi uçuşan Rumen kızı.’ Ona sevdalı Türk subayının ince davranışları, yüreğindeki nefreti tutkulu bir aşka dönüştürüyor. ‘Rosen aus dem Süden’ (Op. 388) (Strauss ll) (1880) valsinin çalındığı balodan eve geldiklerinde birbirlerine sevgilerini söylerler.
Filme kaynaklık eden aynı adlı romanda (Esat Mahmut Karakurt) (6. baskı, 1950) (İnkılâp Kitabevi) 107. sayfa..
Maria ; “Bunun sonu bir facia ile bitecek diyorum size, inanın Faruk Bey.”
Faruk ; “Hayır, bilakis, saadetle bitecek Maria, göreceksin.”
“1916 yılının son günlerinde taarruza geçen Rus ve Romen orduları, Avusturya ve Bulgaristan cephelerini bozguna uğratmış, cenuba doğru ilerlemekteyken İbrail cephesini tutan Türk kuvvetleri tarafından durdurulmuştu..” Yüreği karmaşık duygularla dolu Maria’nın duası ; “..Benim ve bütün insanların büyük Allah’ı, yalnız bizi değil, gecenin karanlığın içinde vatanları için dövüşen, dost-düşman, bütün talihsiz insanları da koru ve ONU, onu da..” Ama Yüzbaşı Faruk, Polivas’ın uçağından atılan bir bomba ile yaralanıyor.
Ayağının, kangren olup kesilme tehlikesi var. Generalin ölümünden o denli etkilemiş ki, kendisini görmeye gelen Maria’ya şunları söylüyor ; “Hem bir şey söyleyeyim mi, abinin attığı bombayla yaralanmak bana teselli veriyor. (Bombayı atan pilotun, genç kızın abisi olduğunu nasıl anladığı belirsiz.) Size çok acı çektirdim. Ödeşmemiz için biraz da benim acı çekmem gerekmez mi?”
1917’nin sonları..Bolşeviklerin yönetimi ele geçirmesiyle Rus ordusu cepheden çekilir. Faruk, 3 ay sonra, iyileşmiş olarak Maria’ya koşuyor. 'Mehtaplı bir yaz gecesi..Gökyüzünde milyonlarca yıldız..Tuna, uzakta ışıklar içinde pırıl pırıl yanıyor.' Genç kızın nehir kıyısında söyledikleri, keşke doğru çıkmasaydı ; “Bugün, herkes General Mihailescu’nun kızı Maria’yı düşman zabiti Faruk Bey’in metresi olarak biliyor.. Abim buraya gelir de bir düşman zabitini sevdiğimi öğrenirse beni öldürür.”
Türk ordusunun Romanya’dan çekileceği gece.. Polivas’dan, Türk karargâhına bir baskın düzenleneceğini öğrenen Maria durumu sevgilisine söyler. Kardeşinin ihanetini ve ilişkisini öğrenen Polivas, o kızgınlıkla öyle bir şey yapıyor ki canavarlığının sonucunu görünce kendini öldürecektir ; Faruk bağlıyken, kız kardeşini 4 (romanda 6) kişinin kucağına atar.
1919. Aylarca hastanede yatan Faruk, savaş bitince İstanbul’a gönderilmiş. “Şimdi, iki büyük ıstırabın pençesindedir. Biri Maria’nın, diğeri düşman işgali altında olan memleketimizin.” Günlerdir beklediği haberi Mülazım Ahmet Bey getirir ; “Müracaatınız kabul olundu yüzbaşım. Yarın Sirkeci’den kalkacak Amerikan bandıralı Nelson şilebiyle Romanya’ya hareket edeceksiniz.. Orda en fazla iki gün kalacaksınız. İstanbul’a döner dönmez de 24 saat içinde (filmin en mutlu olduğumuz sözleri) Anadolu’ya geçmek üzere hazırlıklı bulunacaksınız.” Hala Mihailescu, onu Maria’ya götürüyor..
Faruk ; “Beni nereye getirdiniz Madam?”
Doamnela Mihailescu ; “Telaş edecek bir şey yok. Maria, ekseriya bu saatlerde mezarlığa gelir. Babası ve abisi burada yatıyor.. İşte kardeşimin mezarı. Bir kurşunla öldürdüğünüz adam.. Bu da şerefini kurtarmak için kendisini öldüren Polivas’ın mezarı.”
Faruk ; “Ya burada kim yatıyor Madam?”
Doamnela Mihailescu ; “…”
Faruk ; “Söyleyin Madam, yoksa?”
Doamnela Mihailescu ; “…”
Faruk’un umarsız çığlığı.. “MARİA.. MARİA..”
“Dünyaya hisseden bir kadın olarak gelenlerin, ölünceye kadar ayrılamadığı iki dostu vardır ; Istırap ve gözyaşı.”
(Yazan : Murat Çelenligil)
Ayrıca Işık ekibinde " Şeytan Ekmeçi " set ekibinde ise " Kıvırcık " adı geçmekte. Zafer ALGAN
Ödüller :
|
En
İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (5. Antalya Film Şenliği-1968)
|
Kurgu
|
Özdemir Arıtan (Kurgu)
|
Sanat Yönetmeni
|
Niyazi Er (Sanat
Yönetmeni)
|
Yapım Ekibi
|
Adnan Uygur (Yapım
Amiri)
|
Sabri
Arslankara (Yapım Asistanı)
|
|
İhsan Gedik (Set
Ekibi)
|
|
Ercan
Akyıldırım (Set Ekibi)
|
|
Yönetmen Ekibi
|
Osman Özben (Yönetmen
Yardımcısı)
|
Oğuz Duru (Yönetmen
Yardımcısı)
|
|
Kamera Ekibi
|
Muzaffer
Turan (Kamera Asistanı)
|
Post-Prodüksiyon
|
Ali Berkan (Negatif
Kurgu)
|
Osman Bilal (Negatif
Kurgu)
|
|
Işık Ekibi
|
Erol
Batıbeki (Işık Şefi)
|
Mehmet
Kuzgun (Işık Ekibi)
|
|
Sanat Ekibi
|
Sevim Çavdar (Kostüm
Ekibi)
|
Ses Ekibi
|
Tuncer
Aydınoğlu (Ses Kayıt)
|
Nevzat
Dişiaçık (Senkron)
|
|
Arif Özalp (Senkron)
|
|
Kemal
Çokcan (Senkron)
|
|
Firmalar
|
Uğur Film (Yapım)
|
Acar Film (Film
Hazırlık)
|
|
Acar Film (Seslendirme)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder