![]() |
HUNP: 7,9 Follow @filmnostalgi Tweet |
Sabah
Yıldızı
Vizyon Tarihi : 1968
Hunp : 7,9
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
Ediz Hun | Nevzat Ekrem |
|
Filiz Akın | Nevin Rauf |
|
Nubar Terziyan | Kamil Dayı |
|
Gülsüm Kamu | Zeynep |
|
Aynur Aydan | Nevinin Annesi |
|
Önder Somer | |
|
Feridun Çölgeçen | Mehmet |
|
Renan Fosforoğlu | Muzaffer |
|
Burak Tuna | |
|
Necabettin Yal | Ahmet Selim |
|
Mahmure Handan | Şefika |
|
Mehmet Büyükgüngör | Ömer |
|
Hüseyin Zan | Kiralık Sevgili |
|
Zeki Sezer | |
|
Funda Gürçen | Küçük Oyuncu |
|
Alev Koral | G.Kamu Seslendirmesi |
|
Abdurrahman Palay | E.Hun Seslendirmesi |
|
Adalet Cimcoz | F.Akın Seslendirmesi |
|
Rıza Tüzün | Seslendirme |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Eser
|
|
Süre
|
83 dk
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
|
Müzik ekibi
|
Belkıs
Özener (Şarkılar)
|
Semiramis Pekkan
(Şarkılar)
|
|
Yıldırım Gürses (Beste)
|
|
Firmalar
|
Erler
Film (Yapım)
|
Evlenmek
zorunda kaldığı bir adama daha sonra âşık olan bir kadının hikâyesi anlatılır.
Çocukken kimsesiz kalan Nevin’e akrabası olan Mehmet Bey sahip çıkar. Yıllar
sonra Mehmet Bey de hayatını kaybeder. Bunun üzerine Nevin, kendisine bir süre
önce yüklü bir miktar miras kaldığını öğrenir. Ancak Mehmet Bey bu mirası
Nevin’den saklamıştır. Miras ünlü bestekâr Nevzat ile Nevin’e beraber
kalmıştır. Mirasın alınması için de akraba olan Nevin ve Nevzat’ın evlenmesi
şart koşulmuştur. Mehmet Bey de bu durumu Nevin’den gizlemiş sahte bir kadınla
Nevzat Bey’i evlendirmiştir. Nevin, hak ettiği mirası almak için elinden geleni
yapacaktır. (Meltem İşler Sevindi)
Ayrıntılar:
‘Tennessee Waltz’ (1947) (Redd Steward / Pee Wee King). Guy Lombardo Orkestrasından dinlediğimiz melodi ve ‘Gel Kulüp’..
Zeynep ; “Ayrıldıktan sonra bile beni yüzüstü bırakmamana teşekkür ederim.”
Ekrem ; “..Çok canım sıkılıyor. Bu akşam beraber olalım.”
Zeynep ; “Benim için ne şeref ama sevgili ‘karıcığından’ korkmaz mısın?”
Ekrem’in ‘onun için tuttuğu apartman’ [‘Kardeş Kavgası’ (1967) filminde Alev’in olarak görmüştük]..
Ekrem ; “..Şu taşra kızı çok canımı sıkıyor.”
Zeynep ; “Onu unutturamıyor muyum sana? Yoksa sevmeye mi başladın?”
Ekrem ; “..Bıktım artık onun şerrinden. Yarın Avrupa’ya kaçıyorum.”
Muazzez Tahsin Berkant’ ;ın ‘nakleden’ diye imzaladığı romanın (1958) (İnkılâp Kitabevi) ilk ve (globalleşen gönüllerimizde duygusallığa yer/gerek kalmadığı için) büyük olasılıkla son çevrimi.
Trende küçük bir kız, Nevin Rauf, Tanju Şarman’ın sesiyle anlatıyor ; “Bu filmin hikâyesi benim hayat hikâyemdir. Biz aslen İstanbulluyuz. Babam..(ben) iki yaşındayken ölmüş. Şimdi annemle İzmir’e gidiyoruz. Bundan sonra..orda oturacakmışız artık. İstanbul’da benden biraz büyük bir erkek oyun arkadaşım vardı. Ondan ayrılmak beni çok üzüyordu.” Boynundaki madalyonda onun resmi var.
Neden buralara geldikleri söylenmiyor ama artık geride bıraktıkları büyük bahçeli köşkten oldukça farklı olan ve tek odalı evde yaşamak zorundalar. Sonradan anneciği de ölünce yapayalnız kalıyor. (Romandaki Nevin’le, genç kızken ve Konya’da karşılaşıyoruz. Babası o doğmadan, annesi de 10 yıl önce ölmüş.)
“Bir gün evimize Mehmet amca adındaki biri geldi. Benim kimsem olmadığı için o bakacakmış. Babamın uzak akrabalarından biri olan bu adamı..sevmemiştim her nedense.” ‘Çocuklar hislerinde yanılmazmış’, ne kadar haklı olduğunu ilerde anlayacak.
Yıllar sonra. Nevin artık genç bir kız ; (Adalet Cimcoz’un sesi ile) “..Parasızlık, ilkokulu bile zorla bitirmeme sebep oldu. (Romandaki, liseyi bitirmiş.) Mehmet amca bana hiç okutmadan bir sürü kâğıt imzalatırdı. Vasim, bir gün, ‘yaşamak için çalışmak lazımdır’ diye beni eski İzmir valisi Beşir (romanda ise arkadaşlarından birinin annesi onu eski Konya valisi Reşit) Paşanın konağına götürdü. Karısı Şefika Hanıma can yoldaşı olacakmışım..Her türlü işe koşuyordum. Çamaşır, bulaşık, yemek servisi, orta işi. Ama memnundum hayatımdan, karışanım görüşenim yoktu. Mağrur ve dik başlı olduğumdan bu kapıdan daha iyi bir kapı bulamazdım. Bu mutluluk bir gün bozuldu..”
Şefika Hanım ; (Nevin Akkaya’nın sesi ile) “Size bir mektup var.”
Nevin ; “Mektup mu? Kimsem yok ki, bana mektup yolasın hanımefendi (‘a’yı uzatarak ‘hamfendi’ diyor).”
Şefika Hanım ; “Kocanızdan.”
Nevin ; “O nasıl söz hanımefendi? Evli olmayan kadının kocasından mektup gelir mi?”
Avukat Ahmet Selim aracılığı ile gönderilen zarfın üzerinde ‘..Bestekâr (romanda doktor) Nevzat Ekrem Bey’in karısı Nevin Hanımefendiye’ yazılı. Yazıhanesinde durum biraz anlaşılıyor ; Üç ay önce ölen vasisinin genç kıza alelacele imzalattığı kâğıtlardan biri de evlilik için ‘izinname’ymiş. Ahmet Bey (Agâh Hün seslendirmiş), konuyu tam olarak çözümleyemediği için İstanbul’a gidip ‘kocası’ Ekrem’le görüşmesini önerir. (Zaten, ‘bir dedikodunun doğmasından korkan’ Şefika Hanım da ‘münasip bir dille’ onun evden ayrılmasını istemişti.)
Nevin bir elinde bavul, bir elinde Avukat Muzaffer’e yazılmış mektupla Haydarpaşa Garına indiğinde ‘peri masalı’ başlıyor.
Ekrem Bey’in (romanda Maçka’daki) evinden ‘sahtekârlıkla suçlanarak’ kovulur. Şaşırtıcı bir şekilde burada başka bir ‘Nevin Rauf’ var.
Yazıhanesinde (Zafer Önen’in seslendirdiği) Muzaffer Bey’i dinlerken her şeyi ve annesinin ‘kalbine gömdüğü’ tüyler ürpertici sırrı (filmde yok) öğreniyor(uz) (sf. 33); 25 sene önce annesi ile Nuri Bey’in evlilik arzuları aileler arasındaki düşmanlık nedeniyle gerçekleşmemiş. Annesi, Rauf Bey’le evlenirken Nuri Bey bekârlığı seçer. Nuri’nin kız kardeşi de Nevzad’ın (filmde Nevzat) babası Ekrem ile evli. “Bundan 5 sene evvel Nuri Bey..ölürken yeğenine 5 milyon lira (filmde bir yerde 6 milyon başka bir yerde 7 milyon) bıraktı. Tek şartı ; Onun Nevin Rauf Hanımla evlenmesi.”
Filmde ise Nuri Bey, Nevin’in uzak bir akrabası ve yıllar önce annesiyle evlenmek üzere olduklarından hiç söz edilmiyor. Mehmet vasiyetnamede yazılı 250 bin liralık çeyiz parasını cebe atmak için sahte bir ‘Nevin Rauf’ bulur. Asıl adı Zeynep ve sonunda hatasını kabul edip evden ayrılıyor. Kulüplerde şarkıcılığa başlar. (Romandakinin kim olduğunu öğrenemiyoruz. İki yıl evli kaldıktan sonra yüklü miktarda para ile ortadan kaybolmuş. Ekrem’in bağladığı aylığı Mehmet’le bölüşüyor.) Kitapta da bir Zeynep var ama filmdekinden farklı ; Ekrem’in önce hastası sonra metresi olmuş.
Sonuçta ‘ticari’ bir evlilik için anlaşmaya varılır. “Topu topu bir yıl aynı evde kalacaklar. Genç kız paraya, mala, mülke, her şeye ortak olacak.” Şimdilik ikisi de birbirlerinden nefret ediyor ama deneyimli Muzaffer Beyin dediği gibi ; “Yarınların neler doğuracağını kimse bilemez.” Ekrem’in, madalyondaki çocuk olduğunu ne bilsinler.
Filmde, romanda olmayan biri var ; Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Kâmil Dayı. Nevin’in en büyük yardımcısı. Ekrem’in ‘artık dayanamayıp’ Avrupa’ya gittiği üç ay içinde ‘taşralı kız’ı ‘ömür boyu unutulmayacak kadın’a dönüştürüyor. Delikanlı geri geldiğinde [‘Küçük Hanımefendi’ (1961/1970) filmlerindeki Ömer gibi] ‘karısı’nı tanıyamıyor. ‘Sabah Yıldızı’ dediği bu güzel için her şeyden vazgeçmeye hazır.
“Yıllar sonra rastladım çocukluk sevgilime//O aşina bakışlar içimi deldi yine.”
Belkıs Özener’in söylediği şarkı (Yıldırım Gürses) ve Nevin’in Ekrem’e söyledikleri..
“Aradığın çocukluk aşkın, nefret ettiğin taşra kızı ve Sabah Yıldızı..Hangisini istersen... Çünkü üçü de seviyor seni.”
(Yazan : Murat Çelenligil.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder