17 Mayıs 2013

ÖMRÜMCE AĞLADIM (1967)

HUNP: 7,0






Ömrümce Ağladım

Vizyon Tarihi : 1967

Hunp : 7,0

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :
Ediz Hun Ediz Hun Murat
Sema Özcan Sema Özcan Benli Melahat/Leyla
Ayfer Feray Ayfer Feray Murat'ın Annesi
Saltuk Kaplangı Saltuk Kaplangı Pavyoncu Kenan
Kuzey Vargın Kuzey Vargın Ekrem
Talia Saltı Talia Saltı Melahat'ın Komşusu
Faik Coşkun Faik Coşkun Bakkal
Naci Saraç Naci Saraç
Tanju Şarman Tanju Şarman
Remziye Fırtına Remziye Fırtına Bar Kadını
Canan Sarıkaya Canan Sarıkaya Çiçek / Küçük Oyuncu
Nihal Kaplangı Nihal Kaplangı Gül / Küçük Oyuncu
Alev Koral Alev Koral Ayfer Feray Seslendirme
Hayri Esen Hayri Esen Ediz Hun Seslendirme
Fuat İşhan Fuat İşhan Kuzey Vargın Seslendirme
Reşit Gürzap Reşit Gürzap Saltuk Kaplangı Seslendirmesi
Nevin Akkaya Nevin Akkaya Sema Özcan Seslendirme
Rıza Tüzün Rıza Tüzün Seslendirme

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Eser
Süre
81 dk
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler




İftiraya uğramış bir kadının yaşadıkları anlatılır. Leyla, bir barda şarkıcılık yapar. Yaptığı işten memnun olmasa da mecburdur. Bir gece Murat’la tanışır. Çapkın asker, başlarda ciddi değildir. Ancak tanıdıkça Leyla’ya âşık olur. Murat varlıklı bir fabrikatördür. Askerliği bittikten sonra memleketi İzmir’e dönecektir. Sevdiği adamdan evlilik teklifi alan Leyla, kendini ona layık görmez. İşini ve İstanbul’u terk edip izini kaybettirmeye karar verir. Oysa Murat ciddidir. Nikâhtan sonra birlikte İzmir’e giderler. Murat’ı tek başına büyüten annesi, bu evliliğe onlar kadar sevinmemiştir. Yeğeni Ekrem’in yardımıyla bu saadete son vermeye niyetlidir. (Ayşe Adlı)


Replikler:
‘Piove’ (1959) (Modugno / Verde / Modugno) ve Leyla’nın eski, yoksul mahallesinde Murat’la konuştukları..
(Nevin Akkaya’nın sesiyle) Leyla ; “Asil bir ailenin tek çocuğuyla bir bar kadınının aşkı daima göz yaşlarıyla biter. Tabii, sizin değil benim göz yaşlarımla. Ben, ‘Ömrümce Ağladım’ Murat Bey. Buralarda doğmuşum. Beni mutsuz bir dünyaya iten kadere, bu fakirlikler içinde açmışım gözlerimi. Bunları neden anlatıyorum değil mi? İlk defa bir insana inandım galiba. İlk defa rahat hissettim kendimi.. Babamı çocuk yaşta kaybetmişim. Ondan iki yıl sonra da annem öldü.”
(Hayri Esen’in sesiyle) Murat ; “Babamı küçükken kaybettim.. Onu duvardaki fotoğrafınca hatırlıyorum sadece. Geriye büyük bir miras bırakacağına kendi kalsaydı keşke. Çocukluğum, geri dönecekmiş gibi, onu beklemekle geçti. Tek eğlencem havuzda yüzdürdüğüm oyuncak yelkenlim, tek amacım da büyüyünce Bahriyeli olmaktı. Ama, miras olarak üç fabrikanın kalması, onların başına geçmem zor(unlu)luğu bu arzumu frenledi. Allah’tan yedek subaylığım imdada yetişti.. İzmir’de oturuyoruz. Askerlik görevim bitince yine annemin yanına döneceğim. “
Jenerikteki ‘Arrivederci Roma’ (1958) (R. Ranucci / S. Giovannini / P. Garinei / C. Sigman) melodisinden sonra sabahın erken bir saati.. "Tarlabaşı'nda eczanenin köşesinden soldan üçüncü sokak, 7 numara"daki apartmandan fırlayan kapıcı İrfan Efendi karşı kaldırımdaki bakkal dükkânına nefes nefese dalar ; "İlk yardım hastanesine telefon edeceğim. Kadın intihara kalkışmış. Uyku hapı yutmuş." Mahalle bakkalının "Hangi kadın bu kendini intihar eden?" sorusu ile film boyunca acısına ortak olacağımız hep güzel ve hep üzüntülü genç kızın adını öğreniriz ; Şarkıcı Melahat. Hastanede "Kurtaracaksınız da ne olacak. Yine o hayata dönecek değil miyim?" diye ağlamaktadır.
Yıllar öncesi.. O zaman ki adı ile Leyla, başarılı bir bar şarkıcısı.
‘Sen Aşk Nedir Bilmez misin’ (1966) (A. Anıl) şarkısını söylediği gece kendisini dinlemeye gelen Bahriyeli yedek subay Murat'la ilişkisi öylesine hızlı gelişir ki buna 'yıldırım aşkı' demek bile yetersiz kalıyor. Arkadaşlarına, Leyla için "Masaya gelmeyin, namus meraklısı budala bir şarkıcıyı kafeslemek üzereyim.. Merak etmeyin gecikmem. Bilirsiniz en ömürlü aşkım yarım saat sürer" diyen Murat, biraz sonra bu kez genç kıza “Bir dakika bebeğim, arkadaşları savayım hemen gelirim” diyor. Birkaç saat sonra evlenme teklif eder. Birbirlerini tanımaları ise, ancak, bu fırtına gibi geçen zamandan sonra olur. (Nedense aşıklardan yoksul olanı daha mantıklıdır. Diğeriyse, hep 'Ne önemi var. Aşkımız her şeyin üstesinden gelir' gibi laflar eder. Her zaman da önce mantıklının sonra da varsılın dediği gerçekleşir.) 10 gün sonra, görev için gittiği Gölcük'ten dönünce evlenirler. (Nikâh memuru rolündeki sanatçıyı filmin sonunda bu kez de Leyla'yı ararken danıştığı gazino sahibi rolünde göreceğiz.)
İzmir'deki köşkleri. (Ama, çekimler İstanbul, Tarabya’daki Villa Zümrüt’te yapılmış.) Murat, annesinin "Aslında her şey çok ani oldu.. (Evdeki hazırlık için) Acele iş bu kadar olur.. Evlenme dediğin düşünüp taşınarak uzun uzun hazırlıklarla yapılan bir iş. Bu acelenin sebebini anlayamadım" şeklindeki sözlerini, durumu kurtarmak için, biraz esprili bir şekilde "Leyla'yı 'evet' demeye kandırmışken, hazırlıkla zaman geçirmek istemedim anneciğim" diye yanıtlıyor. Anlaşılacağı gibi annesi bu evlilikten pek (daha doğrusu hiç) memnun değil. Hele bir de, Leyla'nın bar şarkıcısı olduğunu öğrenince.. Ortam, huzursuz ve çekilmez bir hale gelir.
Çocuklarının doğumundan kısa süre önce, Murat'ın bir iş gezisine (‘ailenin tek erkeği olarak, fabrika için sipariş edilen makinelerin başında bulunması’ gerekiyormuş) çıkması annesine düşündüğü planı uygulama şansı verir. Sevgililer ayrılırken (filmde ismini öğrenemeyeceğimiz anne ‘bir hafta, bir ay belki daha uzun’ diyor) ‘Kuğu Gölü Balesi Süiti’ (1875) (Tchaikovsky) 3. Bölümü’nün açılış müziği var. Tam o günlerde 3 aydır “papatya sarısı bir İsveçli kızın eteğine takılıp Kuzey Avrupa'da sürten” Ekrem parasız kalıp yengesinin evine dönmüş. "Ne kadar borcun varsa karşılar, istediğin kadar da para veririm sana. Yeter ki, beni ondan kurtar." ‘Beni ondan kurtar’ dediği kişi de torununun annesi. 'En hassas yeri olan cüzdanından yakalanan' Ekrem işe girişir. İçkiye ilaç konması.. Leyla'nın çocuğunu bırakarak köşkü terke zorlanması.. Yeni bir isimle, Benli Melahat olarak tekrar şarkıcılık.. Özkıyım girişimi.. Murat ve Leyla'nın içki ile avunmaları.. 4 yıllık ayrılık.. Neyse ki annenin gerçeği söylemesi ile (hiç olmazsa filmde) sevgi üstünlük sağlar. Bundan sonra iki sevgilinin sığınacakları şey içki değil sevgileridir.
Murat ; “Kraliçeler gibi gezdirip eğlendirmek istiyorum seni. Balolar, partiler, Avrupa seyahatleri, Paris, Venedik, İsviçre, Amerika..”
Leyla ; “Lüzum var mı bunlara. Sen benim için her şeyden değerli, her şeyden üstünsün. Benim dünyam senin yanında. Başımı göğsüne dayayıp gözlerimi kapadığım an cennette uçuyormuşum gibi geliyor bana. O memleketlerin, rüya dolu baloların hiçbir önemi yok benim için. Bir şey söylesem inanır mısın, keşke fakir olsaydık diye düşünüyorum bazen. İki odalı bir evde, aşkımızla baş başa yaşayabilseydik. Sen ve ben. Daha mı mutlu olurduk acaba. İşten dönüşünü rengârenk çiçeklerle süslü penceremiz önünde beklemek, çamaşırımı, ütümü her işimi kendi elimle yapmak, yemeğimizi kendi elimle pişirmek isterdim.”
(Yazan: Murat Çelenligil) 



Kurgu
Şerif Gören (Kurgu)
Yapım Ekibi
Sadık Topaloğlu (Yapım Amiri)

Naci Saraç (Set Amiri)
Yönetmen Ekibi
Celal Ersöz (Yönetmen Yardımcısı)
Kamera Ekibi
Tahir Söker (Kamera Asistanı)

Suat Pekak (Kamera Asistanı)
Işık Ekibi
Atacan Boran (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Nevzat Pesen (Ses Kayıt)

Şerif Gören (Senkron)
Firmalar
Sarıkaya Film (Yapım)

Duygu Film (Yapım)

Süperfon Stüdyosu (Seslendirme)

 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: