19 Mayıs 2013

KIZIL VAZO (1961)

KIZIL VAZO 1961 ile ilgili görsel sonucu
HUNP: 8,0






Kızıl Vazo

Vizyon Tarihi : 1961

Hunp : 8,0

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :
Göksel Arsoy Göksel Arsoy Rıza Tosunoğlu
Belgin Doruk Belgin Doruk Azize Sönmezoğlu
Muazzez Arçay Muazzez Arçay Rıza
Hüseyin Baradan Hüseyin Baradan İbrahim
Sevim Emre Sevim Emre Esma
Mümtaz Ener Mümtaz Ener Şevket Ağa
Muammer Gözalan Muammer Gözalan Kemal
Hayati Hamzaoğlu Hayati Hamzaoğlu Sönmezoğlu
Ahmet Tarık Tekçe Ahmet Tarık Tekçe Bahçevan Hamdi
Bilge Zobu Bilge Zobu Eczacı Hüseyin
Şaziye Moral Şaziye Moral Büyükanne
İhsan Torun İhsan Torun
Osman Türkoğlu Osman Türkoğlu Ahmet
Mehmet Bahadır Mehmet Bahadır
Mahmure Handan Mahmure Handan
Yusuf Çağatay Yusuf Çağatay Yusuf
Abdullah Ataç Abdullah Ataç
Sevim Çağatay Sevim Çağatay
Selma Erkut Selma Erkut Evin Hizmetkârı
Bilkay Tekben Bilkay Tekben
Abdullah Atçel Abdullah Atçel
Kemal Ergüvenç Kemal Ergüvenç A. T. Tekçe Seslendirmesi
Jeyan Mahfi Tözüm Jeyan Mahfi Tözüm Belgin Doruk Seslendirmesi
Hayri Esen Hayri Esen Bilge Zobu Seslendirmesi
Abdurrahman Palay Abdurrahman Palay Göksel Arsoy Seslendirmesi
Reşit Gürzap Reşit Gürzap Hayati Hamzaoğlu Seslendirmesi
Sadettin Erbil Sadettin Erbil Hüseyin Baradan Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Müzik
Görüntü Yönetmeni
Eser
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler






Aralarında kan davası olan iki ailenin çocuklarının birbirlerine âşık olması anlatılır. Azize’nin babası yıllardır düşmanlarından kaçmaktadır. Bu nedenle ailesiyle birlikte sürekli adres değiştirir. Azize, bu göçebe hayattan şikâyetçidir. Tüm ısrarlarına rağmen düşmanlığın sebebini kimseden öğrenemez. Yine düşmanlarından kaçtıkları bir gece Azize’nin babası vurularak öldürülür. Azize, babaannesiyle beraber İstanbul’a yerleşir. Bir gün düşmanlarının kurduğu tuzak sonucu Azize, trafik kazası geçirir. Kendisine çarpan Rıza ile aralarında bir arkadaşlık başlar. Bir süre sonra arkadaşlıkları aşka dönüşür. Fakat Rıza, sebebini söylemeden Azize’yi terk edecektir. (Meltem İşler Sevindi)


Ayrıntılar:
"Kana kan..İşte, zavallı memleketi içinden kemiren, ailelere rahat yüzü göstermeyen, evleri mateme boğan gizli dert." (Peride Celal) (Semih Lûtfi Kitabevi) (İkinci baskı. Yılı yazılmamış ama büyük olasılıkla 40'ların ortaları) (Sf. 248).
Sahildeki çayevinde Ruhi Su'nun söylediği türkü ; "Bu nasıl iş, nasıl iş // Ölüm ecelsiz gelir // Soyunu kıra, kıra // Adam, murat mı alır?"
Aynı adlı romanın (1941) ilk çevriminde önce varsıl mı varsıl Sönmezoğlu ailesini tanıyoruz. Azize, babası Kemal ve (filmde ve romanda adı, 1969'daki ikinci çevrimde kendisi de olmayan) ninesi, İzmir'e gelmişler. İlk karelerde gördüğümüz tabancalar ailenin pek huzurlu olmadığını düşündürdü. Genç kız dil öğrenmek için gittiği İsviçre'den yeni dönmüş. Lozan'dan tanıdığı arkadaşları Hüseyin ve Nermin'in eczanelerin de daha önce İstanbul'a, Adana'ya, Antep'e, Malatya'ya, Ankara'ya yerleştiklerini anlıyoruz. Azize'nin henüz bir şeyden haberi yok ama belli ki aile birilerinden kaçıyor.
Ertesi akşam 'Dreams' (1945) (Johnny Mercer) melodisini dinlediğimiz 'Çocuk Sevenlerin Kır Balosu'ndaki ufak bir aksaklık zaten hep kuşku içindeki Kemal Bey'in İstanbul'a dönmeye karar vermesi için yeter de artar bile. Pek haksız değilmiş çünkü 'uçak seferlerinin iptal edildiği' o gece köşke giren iki kişi tarafından öldürülür. Kasasından çıkan Kızıl Vazo, düşman iki ailenin sırrı olan zümrütlü altını saklıyor. '50 yıllık bir hikâye'.
"Senin deden Sönmezoğlu (romandaki adı Ahmet), Of’un en yiğit, en yakışıklı adamıydı. Bütün genç kızların rüyasına giren erkek..Nihayet, talih, beldemizin en güzel kızı Esma'ya güldü.." 17 yaşında ve Tosunoğullarının (romanda Tosunağaların) biricik kızı. Babası ailenin en kıymetli şeyi olan zümrütlü altını ona vermiş. Bizim oralarda, şimdi Aşıklar Kayası denen yer adını Sönmezoğlu ve Esma'dan almış. Baba Tosunoğlu ölünce artık evin reisi olan üç abi, genç kızı (romanda amcaoğlu) Recep Ağa'ya vermeye kalkıyorlar. Sonrası bitip tükenmez bir kan davası. Kız kaçırma, tüfekler, Aşıklar Kayası’nda Esma ve iki abinin ölümü. “Söz ver bana, denizin kollarına atacaksın beni.” Geride kalan son kardeş Şevket'in çığlığı; "Üç kan, üç kan alacağım var Sönmezoğlundan." (Benzer bir söylem nerelerde yankılanmadı ki.)
İki yıl sonra, perişan durumdaki Sönmezoğlu, Azize'nin ninesi ile evlenir. Kemal'in doğumundan sonra (romanda 15 yaşına gelince) Şevket'in 'bir fenalık etmesinden korkarak' onları İstanbul'a gönderiyor. "Gel, gitme Sönmezoğlu, bu yola gitme" türküsünü Ruhi Su'nun basbariton sesinden dinlediğimiz sahnede Şevket ve tüfeğinden iki kurşun. (Sönmezoğlu, kendini Esma’sının yattığı Karadeniz sularına atar.) Sonra da ‘sabit bir fikir’ halini alan zümrütlü altının peşine düşüyor. Filmde yok ama romanda (sf. 7) ; Kemal ticarette ‘muvaffak olmuş’. Orta halli bir memurun kızıyla evlilik. Zavallı kadın, çocukları Azize’nin doğumdan sonra ‘hummayi nifasiye’den ölmüş.
Azize, Nerminlerde fotoğraf albümüne bakarken bir resimdeki erkeği çok beğenmişti ; Rıza. Hüseyin'in arkadaşı ve kolejden sonra okumamış. Bir kadın yüzünden ailesi ‘felakete uğradığı için’ kadınlara düşman. (Romandaki ise mimar ve Hüseyin’le bir tanışıklıkları yok. Genç kızla birbirlerini ilk kez Dr. Rüştü'nün evinde görürler.) Haftalar sonra Azize ve Rıza, bu kez resim albümü dışında karşılaşacaklar.
İstanbul, Maçka'daki Köşk'lerine bahçıvan olarak aldıkları Hamdi'yi büyükannenin gözü pek tutmamıştı. Oğlu gibi o da haklı çıkacak. İlerde Şevket'in adamı olduğu anlaşılıyor. Kameriyedeki kaza ucuz atlatılır. Otomobil tekerleğini kurcalaması sonucu oluşan ise Rıza’nın girişimiyle önlenir. Kısa sürede birbirlerini çok severler. "Ancak onu gördüğüm zaman teneffüs ettiğimi, yaşadığımı hissediyorum..Parmağının gösterdiği herhangi bir yere arkasından sürüklenebilirim (sf. 106-108)."
Sultanahmet Camisi, Ayasofya, Yerebatan Sarayı, Rumeli Hisarı. Yalnızca buralarda değil ‘yaşayan insanların olduğu’ çayevi, Lunapark, gibi yerlerde de mutluluklarını izliyoruz.
Rıza, babası ile sevdiği kız arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Kan davası ne zaman iyilik getirmiş ki. Şevket, Kızıl Vazo’yu almaya çalışırken filmde nine, romanda ise Azize tarafından öldürülür.
Bu didişme, başladığı yerde, Of’ta bitiyor. Azize ve Rıza, Aşıklar Kaya’sında birbirlerine sarılmışken zümrütlü altını ‘ait olduğu yere’ Sönmezoğlu ve Esma’nın yanına atarlar. (Romanda ise sevgi yeterli olmuyor ve Azize, Rıza’ya olan büyük aşkına karşın Hüseyin’le evleniyor.)

“Kısa çöp uzun çöpten hakkın alacak.” Hep ‘kısa çöp’ten yana olan Ruhi Su’nun Kızıl Vazo için yaptığı bir türkü ; “Yol üstünde mezarım var // Mezarımı kazanım var // Sabır eyle kahpe felek // Başucumda gezenim var.”
(Yazan : Murat Çelenligil)  


Kurgu
Dekor Tasarım
Fethi Oğuz (Dekor Tasarım)
Yapım Ekibi
Semih Sezerli (Yapım Sorumlusu)
Kamera Ekibi
Nedim Akanlar (Kamera Asistanı)

Hüseyin Karındoyuran (Kamera Asistanı)
Işık Ekibi
Kenan Eryılmaz (Işık Şefi)

Fevzi Eryılmaz (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Lami Kamil (Ses Kayıt)
İdari İşler
Danyal Topatan (Set Amiri)
Firmalar
Güven Film (Yapım)

KIZIL VAZO 1961 ile ilgili görsel sonucuKIZIL VAZO 1961 ile ilgili görsel sonucu

 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: