20 Mayıs 2013

KART HOROZ (1965)

KART HOROZ 1965 ile ilgili görsel sonucu
HUNP: 8,1






Kart Horoz

Vizyon Tarihi : 1965

Hunp : 8,1

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :
Vahi Öz Vahi Öz Horoz Kâmil
Ajda Pekkan Ajda Pekkan Hizmetçi Fatoş
Sevda Ferdağ Sevda Ferdağ Dilber
Münir Özkul Münir Özkul Mıstık
Hulusi Kentmen Hulusi Kentmen Ordinaryüs Profesör Hazım Kazım Lazım
Mürüvvet Sim Mürüvvet Sim Makbule
Özdemir Han Özdemir Han Doktor Nahit
Osman Türkoğlu Osman Türkoğlu Morg Bekçisi
Neriman Köksal Neriman Köksal Afet (Misafir Oyuncu)
Aysel Gilda Aysel Gilda
Talia Saltı Talia Saltı
Jeyan Mahfi Tözüm Jeyan Mahfi Tözüm  Ajda Pekkan Seslendirmesi
Kemal Ergüvenç Kemal Ergüvenç  H. Kentmen Seslendirmesi
Erdoğan Esenboğa Erdoğan Esenboğa  Ö. Han Seslendirmesi
Nedret Güvenç Nedret Güvenç  S. Ferdağ Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Süre
97 dk
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler










İleri yaşına rağmen kadınlara olan düşkünlüğünden vazgeçmeyen Kamil’in hikâyesi anlatılır. Kamil’in hizmetçisi Dilber’in kardeşi Fatoş, nişanlısı Mıstık ile beraber konağa gelir. Kamil, Fatoş’u görür görmez peşine düşer. Bu sırada zaten hasta olan Kamil bir kriz daha geçirir. Bunun üzerine son arzusunun Fatoş ile evlenmek olduğunu söyler. Fatoş’un da maddi bir nedenden dolayı tutuklanan Mıstık’ı kurtarmak için paraya ihtiyacı vardır. Kısa sürede öleceğini düşündüğü için Kamil ile evlenmeyi kabul eder. Kamil’in doktorları şaşırtan iyileşmesi ve Mıstık’ın hapisten çıkması olayları içinden çıkılmaz bir hâle getirecektir. (Aybala Hilal Yüksel)


Ayrıntılar:
‘I Could Have Danced All Night’ (1956) (Frederick Loewe / Alan Jay Lerner). Tanıtım yazısındaki bu kıpır kıpır melodiden sonra ‘İntikam Uğruna’da (1966) Semraların olan Köşk.
Makbule; “Demek abimin vaziyeti sizce kötü.”
Dr. Nahit; “Çok kötü. Çok kötüden de kötü. Hatta ondan da daha fena. Vahim.”
Makbule; “Demek günleri sayılı doktor.”
Dr. Nahit; “Belki de saatleri… Gerçi lüzum yok ama bir kere de hocamı getirsem diyorum… Ne de olsa Profesör, sözü başka türlü tesir eder.”
50’lik çapkın Horoz Kâmil, Kaptan Kâmil. Odasından gelen sesleri duyunca Doktor “Sayıklıyor, tipik agoni” demişti. Oysa bu sırada kahramanımız hizmetçi Dilber’le sarmaş dolaş; “Dilber’im, anam, min noşum.” (Agoni hali buysa.)
Nahit; “Beyefendi olur mu bu?”
Kâmil; “Kapıyı vurmadan girerseniz daha beteri de olur.”
İçinde ‘kafein var’ diye kahve, ‘kazein var’ diye süt, ‘protein var’ diye et yasak ama onun zaten ‘kalça ve bacak’tan başka bir şeyle ilgilendiği yok ki. Hele o Barselonalı Konçita aklına gelince; “Gemiden horoz gibi iner moloz gibi binerdik.”
Üç kez evlenmiş, sayısız güzelle beraber olmuş ama gözü hâlâ çöplükte. Yanlışlıkla kardeşine saldırınca özür dilemişti; “Makbule sen misin? Dilber zannettim… Dünyaya bekâr geldim, bekâr gönderme beni.” Kız kardeşi ise ‘daima ailenin şerefini düşünüp bir heves peşinde koşmamış’. Kalbi demir bir kapı.
Aile ‘bir yere kadar’ çok asil. Dedeleri ‘Yanya eşrafından damat-ı şehriyari Kazasker Bayram Paşa’. Biraz kurcalayınca; “Güldürme beni Makbule. Adam Saray’da arabacıymış. Saraylı kadınlardan biri âşık olunca Padişah da basmış nikâhı. Arabacıyı Paşa yapmış. Adı da Ramazan’mış. Atmış topu Bayram Paşa olmuş.” Diğer büyük nineleri ise ‘hem hoca hem hafız’ ama “Ondan evvel çengiymiş, hem de Yahudi çengi. Dedemiz beğenmiş Müslüman edip almış… Sülalemizin dibi yaş Makbule”.
Dr. Nahit’in hocası Ordinaryüs Profesör Hazım Kazım Lazım ‘tahlilleri’ görünce “Hanımefendi hastanız Abbas yolcu” demişti tüm inceliği ile. [Neyse ki sonradan ‘Meyhaneci / Can Düşmanı’ (1964) filminde olduğu gibi dosyaların karıştığı anlaşılır. Öbür hasta kimbilir ne oldu?] Meğer Kâmil’le ilk Fener takımından arkadaşmışlar. ‘Sağ bek’ Kazım önce biraz zorlanır ama tekmeyi yiyince anımsıyor ‘40 yıllık’ dostunu. “Kâmil, Horoz Kâmil, tekmenden tanıdım seni kerata.” Bu arada ‘Kaptan’lığın da ayaktopuyla ilgili olduğunu anlıyoruz.
Kâmil’in yeğeni Mıstık ‘küçükken tepesinin üstüne düştüğü için havale geçirmiş’. Konuşurken sözcüklerin yerlerini karıştırıyor. Film boyunca “Ev bulduk, iki liraya üç yüz oda”, “Muşambasında mutfağı var”, “Bütün hakikatlerimiz hayal olacak”, “Ödümden korku(m) patladı”, “Suiistimali emniyet”, ”Helalini hak et”, “Hemen gideyim tebrik amcamı Kaptan edeyim” gibi 31 cümlesi var. Bazen heceler bile karışır. ‘Cenaze’ diyecekken ‘cezane’ diyor. Üzüm üzüme baka baka kararır. Onun hatalarını düzeltmekten yorulan nişanlısı Fatoş şaşırıyor; “Ayıkla taşın pirincini.” ‘Sarışın bomba’ Fatoş ‘esmer bomba’ Dilber’in kardeşiymiş. Kâmil, genç kızı görünce eli ayağına dolanır. “Hiii, o neee?”
Mıstık, patronunun parasını yankesiciye kaptırmış. (Ama sonradan donunun arasına sıkıştığı anlaşılıyor.) Onu hapislerden kurtarmak için 10 bin lira gerekli. Dilber’in ‘Kaptan Bank’daki ‘kredisi’ buna yetmediği için kardeşine akıl verir; “Yüzüne güleceksin, parayı alacaksın. Biraz fingirde, biraz kırıt kâfi.”
İş evliliğe kadar varır. Nikâh sonrasında kızlar Eyüp Sultan’a erkekler maça. (Bu arada Mıstık serbest ama Fatoş’un evlendiğini bilmiyor. Amcası da onların nişanlı olduğunu.) Maç görüntüleri ‘Taçsız Kral’ (1965) ve ‘Şenol Birol Gool’ (1965) filmlerinden alınmış. Kâmil heyecanlanıp bayılınca öldü diye Morg’a kaldırırlar.
Sonrasında çok güzel iki melodi var. Morg’dan çıkıp taksiye bindiğinde ‘The Peanut Vendor (El Manisero)’ (1928/30) (Moises Simons / L. Wolfe Gilbert ve Marion Sunshine) ve Makbule’nin cenaze için “Evet, bugün öğle üzeri” dediği sahnede Xavier Cugat’ın Waldorf-Astoria Orkestrası ile yaptığı 45’likte (1949) yer alan ‘Tico Tico (No Fubá)’ (1917) (Zequinha de Abreu).
Bir yığın karışıklıktan sonra Kâmil, Bursalı dul Afet’le; Mıstık, tekrar Fatoş’la; Dr. Nahit, ‘demir kapı’yı aralayıp Makbule ile; Burnundan kıl aldırmayan Ordinaryüs Profesör Kazım, artık ona ‘Kiki’ diyen Dilber’le mutlu. Keşke bizi idare eden ‘büyüklerimiz’ de onlardaki sevecenliğin birazına sahip olsalar.
Bursalı dulun resmi.
Makbule; “Ama abi şeceresi.”
Kâmil; “Şecere mi? Veli Efendi’de koşturacak değilim ben onu. Şecereden bana ne.”
Makbule; “Hiç olmazsa yaşı 45-50 olmalıydı.”
Kâmil; “Şunu iki 25’lik yapsana Makbule. Bir ellilik yerine iki tane olsa fena mı?”
(Yazan: Murat Çelenligil) 


Kurgu
Yapım Ekibi
Sabri Sezer (Yapım Sorumlusu)
Yönetmen Ekibi
Yılmaz Korkut (Yönetmen Yardımcısı)

Erdoğan Özkaya (Yönetmen Yardımcısı)
Kamera Ekibi
Tangör Toydemir (1. Kamera Asistanı)
Post-Prodüksiyon
Sezai Elmaskaya (Negatif Kurgu)

Hilmi Başcan (Laboratuar Şefi)

Hayati Akbulut (Laboratuar)

Gani Maraşlıoğlu (Laboratuar)

Erdoğan Dolapçı (Laboratuar)
Işık Ekibi
Rıdvan Varol (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Yorgo İlyadis (Ses Kayıt)

İdari İşler
Abdullah Gürek (Prodüksiyon Asistanı)

Yılmaz Kanat (Set Amiri)

Tezcan Has (Set Ekibi)

Necip Koçak (Set Ekibi)
Firmalar
Erman Film (Yapım)


Lale Film (Film Hazırlık)

 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: