17 Mayıs 2013

AKASYALAR AÇARKEN (1962)

HUNP: 7,8






Akasyalar Açarken

Vizyon Tarihi : 1962

Hunp : 7,8

Orijinal Dil : Türkçe

Oyuncular :
Göksel Arsoy Göksel Arsoy Yüksel
Filiz Akın Filiz Akın Filiz
Gülistan Güzey Gülistan Güzey Lale
Salih Tozan Salih Tozan Salih Usta
Hüseyin Baradan Hüseyin Baradan Mösyö Baradanyan
Suna Pekuysal Suna Pekuysal Suna
Agah Hün Agah Hün Dr. Agah
Semih Sezerli Semih Sezerli Semih Sezerli
Sami Hazinses Sami Hazinses Hademe Sami
Necdet Tosun Necdet Tosun 3. Koğuş Hastası
Asım Nipton Asım Nipton Nazif Şahin
Ahmet Tarık Tekçe Ahmet Tarık Tekçe Şirket Müdürü
Mahmure Handan Mahmure Handan
Avni Dilligil Avni Dilligil Salih Tozan Seslendirmesi
Abdurrahman Palay Abdurrahman Palay Göksel Arsoy Seslendirmesi
Jeyan Mahfi Tözüm Jeyan Mahfi Tözüm Filiz Akın Seslendirmesi
Rıza Tüzün Rıza Tüzün Hüseyin Baradan Seslendirmesi

Yönetmen
Senaryo
Yapımcı
Görüntü Yönetmeni
Süre
83 dk
Tür
Özellikler
Ülke
Türkiye
Etiketler







Sevdiği iki kadın arasında seçim yapmak zorunda kalan Yüksel’in hikâyesi konu edilir. Kimyager Yüksel, yeni bir formül üzerine çalışırken büyük bir patlama olur. Patlama sonucu kaldırıldığı hastanede kör olduğunu öğrenir. Tedavi sürecinde tek teselliyi hemşiresi Lale’de bulur. Lale’yle olan yakınlaşması bir süre sonra aşka dönüşür. Doktoru İtalya’da yapılan bir ameliyatla gözlerinin açılabileceğini söyler. Bunun üzerine Yüksel, Lale’den ayrılarak İtalya’ya gider. Ameliyat başarılı olunca bir süre İtalya’da yaşamaya karar verir. Yemek yediği bir restoranda tesadüfen Türk olduğunu öğrendiği Filiz’le arkadaşlık yapmaya başlar. Lale’yi unutmak için Filiz’le yakınlaşan Yüksel, Filiz’e evlenme teklif eder. Ancak bu teklif üzerine Lale ile Yüksel'in yolları yeniden kesiştirecektir. (Meltem İşler Sevindi)

Replikler:
Lale ; “İlk tanışmalarda ‘siz’, sonra ‘sen’, sonuna doğru tekrar ‘siz’ denir. Bütün aşk hikâyelerinde böyle olur.”
Kocasının ‘gene’ anımsamadığı yaş gününde kardeşi Filiz’e söyledikleri ; “Hep sabrettim. Evliliğimin 7. yılı da sabırla geçti. Kocama yakın olabilmek için bedava hemşirelik yapmaya razı oldum..Ama her zaman, bir apandisite, taşı alınacak bir böbreğe yahut fıtık ameliyatına tercih edilerek yaşadım..Bir kadının kocasıyla arasındaki bağın sadece sarı bir halkadan ibaret olmadığını hissedebilir misin?”
Göksel Arsoy'un yapımcısı olduğu ilk film.. Nurmenlerin fabrikasında öğle arası. Bir süre, neşeyle voleybol oynayan işçileri ve tüm bakışları üzerinde toplayan Kimyager Yüksel'i izleriz. Onunla aynı la boratuvarda çalışan Salih Usta bu neşeli maçta hakem. Ancak, o günkü mutlulukları kısa sürecektir. 'Yeni bir formül' üzerinde çalışan Yüksel'in kullandığı sülfrik asit patlar.
Delikanlı, Maltepe Süreyya Paşa İşçi Sanatoryumunda Dr. Agâh tarafından ameliyat edilir. "Göz sinirleri zedelenmiş. Korkarım bir daha göremeyecek. İkinci bir müdahale ile bir şeyler yapabilirsek.."
Başarılı bir hekim olan Agâh, işlerinin yoğunluğu nedeniyle "Bu kadar ihmale hiçbir kadın tahammül edemezdi" dediği eşi Lale'yle sorunlar yaşamakta. O kadar ilgisiz ki karısının yaş gününü unuttuğu gibi donanmış sofrayı görünce "Misafir mi vardı bu akşam? Masayı gördüm de" diyor.
Genç kadın da sevgisini hastalara yöneltmiş. "Hastalara bakmaktan, onların dertlerini dinlemekten, ne bileyim biraz olsun ümit vermekten zevk alıyorum."
Hastalar arasındaki adı 'Hastane Meleği'. "Dr. Agâh'ın maharetinden çok, güzel karısının merhametiyle iyileşiyoruz.”
Güzel Sanatlar Heykel Bölümündeki kardeşi Filiz'in, arkadaşı Suna ile birlikte, burs kazanarak İtalya'ya gitmesiyle iyice yalnız kalır ve Yüksel'le aralarında duygusal bir yakınlaşma olur. İkinci ameliyat da başarısız olunca üçüncüsü için beklenir.
Bu zor günlerde, Hademe Sami ve 3. Koğuş'un hastaları ; Mösyö Baradanyan, Semih Sezerli, Necdet Tosun hastanenin neşe kaynağıdır. Lale’nin 'Hastane Meleği' olan adı 'Yüksel Bey’in Meleği' olarak değişmiş. Durumu sezinleyen kocasına şöyle der "Aşk önüne geçilmez bir histir. Hele sen o kadar çok açık kapı bıraktın ki aşkın bu kapılardan girmesi geç bile kaldı. Evet, sevdim onu. Ama, eli elime bile deymedi."
Ayrılmaya karar verirler. 'Hislerine kapılıp hatalı bir ameliyat yapmaktan korkan' Dr. Agâh, Yüksel için, İtalya'da yanında ihtisas yaptığı profesöre bir mektup yazar. Lale, tüm harcamalar için evini ve mücevherlerini satmıştır. Kendisini, iki ay için bile olsa, bırakıp yurt dışına gitmek istemeyen Yüksel'i "Her hasta, hastabakıcısına aşık olur. İyileşince de unutur gider" gibi sözlerle kendinden soğutur. (Tüm bu işler olup biterken, genç kimyager, Lale’nin Agâh'la evli olduğunu, biraz da 'onun yüzünden' ayrıldıklarını, hastane ve İtalya'daki masraflar için evini ve takısını sattığını bilmiyor bile.) Sıkıntılı günlerde Salih Usta hep yanında.
Haftalar sonra.. Filiz ve Suna, Roma'daki (S'si düşmüş) Ristorante Gladiatore'de spagetti yerken, Yüksel de oraya gelir. Ameliyat olmuş ve artık görüyor. Tanışmaları çok neşeli bir şekilde olur.
Filiz'le arkadaşlığı, kısa sürede, genç kızın mektubunda "..Seviyorum ablacığım..Ayrılırsam yaşamak istemeyecek kadar seviyorum" diye yazacağı bir aşka dönüşür.
Akademi ödüllü ‘Three Coins in the Fountain’ (1954) (Jule Style / Sammy Cahn) ile Roma ve Trevi Çeşmesini ; ‘Autumn Leaves’ (1950) (Mercer / Kosma) ile Casina Eseora’daki ilk danslarını ; ‘The Pearl Fishers’daki ‘Je Crois Entendre Encora’ (Nadir’in Aryası) (1863) (Bizet) ile deniz kenarında yürüyüşlerini izliyoruz. (Bu son parçayı 70’lerde ‘In Search of You’ adıyla ve ‘pop’ olarak dinlemiştik.)
Filmdeki, 'Something For Cat' (1961) (Mancini) melodisinin heyecan kattığı, tek kavga-dövüş sahnesinde onlara sataşan 4 ‘makarnacı’ bir güzel dayak yer. (Hayatında pek kavga etmemiş Yüksel'in, hem de çok önemli bir göz ameliyatından sonra yumruklaşmasını biraz yadırgıyoruz.)
Sonunda İstanbul'a hareket. Beyaz bir gemi ve The Shadows’un ‘Kon-Tiki’ (1961) (Carr) melodisi.. Yüksel'in saçlarını dağıtan Akdeniz rüzgârını biz de hissediyoruz.
Filiz, ablasına Yüksel'i tanıtır "İşte dünyanın en iyi insanı, Altın Çocuk ve evimizin müstakbel damadı." ['Altın Çocuk' (1966) filminin habercisi gibi] Bir şey belli etmemeye çalışan Lale o kadar sıkıntılı ki.
Yüksel, hâlâ, hiçbir şeyin farkında değil. Galata Köprüsünde karşılaştığı seyyar satıcı Baradanyan ile konuşurken olanları anlamaya başlar..
Baradanyan ; “..Lale Hanımınan familya oldunuz?”
Yüksel ; “Lale Hanımla sadece arkadaştık.”
Baradanyan ; “Hadi canım. Allah’ın bildiği kuldan saklanır? Sen kalk koskoca doktordan talak ettirip boşat, kadının parasıynan Evropalarda tedavi ol, sonra da bilmorum de."
‘Nihayet’ her şeyi öğrenen Yüksel, en olmayacak şeye (Filiz'le nişanı bozup ablası ile evlenmeye) kalkışınca, Lale "Sizlerin mesut olması için hayatıma son veriyorum" diye bir mektup bırakıp kendini kayalıklardan aşağı atar.
Ama, filmin sonunda, ağaçlıklı yolda yürüyen Filiz ile Yüksel hiç de ‘mesut olmuş’ görünmüyorlar. Lale, keşke, Dr. Agâh gibi, ‘Son Mektup'taki (1969) Orhan gibi davransaydı.
Filmin sonlarına doğru Salih Usta ile Lale’nin konuşması..
Salih ; “Hakikati söylemeyecek misiniz Lale Hanım?”
Lale ; “Ortada yalnız bir hakikat var, o da iki gencin aşkı Salih Usta. Bir kumar oynadık, kaybettim. Hepsi o.”
Salih ; “Büyük kumar. Bir aile yuvası, bir ev.”
Lale ; “En mühimi, bir kalp.”
(Yazan: Murat Çelenligil) 


Kurgu
Ertem Göreç (Kurgu)
Dekor Tasarım
Sohban Koloğlu (Dekor Tasarım)
Yapım Ekibi
Vecdi Benderli (Yapım Sorumlusu)
Yönetmen Ekibi
Tunç Başaran (Yönetmen Yardımcısı)
Kamera Ekibi
Sertaç Karan (Kamera Asistanı)
Post-Prodüksiyon
Ali Berkant (Negatif Kurgu)

Mihail Skarpedis (Laboratuar Şefi)
Işık Ekibi
Rıdvan Varol (Işık Şefi)
Ses Ekibi
Tuncer Aydınoğlu (Ses Kayıt)

Cafer Çelebi (Ses Kayıt Asistanı)

Suat Önsu (Ses Kayıt Asistanı)
İdari İşler
Hacı Fidan (Prodüksiyon Asistanı)
Müzik ekibi
Firmalar
Göksel Film (Yapım)

Acar Film (Film Hazırlık)

akasyalar_acarken_1962 (3).jpg

 TESBİHNAME.COM

Hiç yorum yok: