HUNP : 8,0 Follow @filmnostalgi Tweet |
Vizyon Tarihi : 1965
Hunp : 8,0
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
Belgin Doruk | Perihan Giray | |
Cüneyt Arkın | Ömer Giray | |
Nebahat Çehre | Gülşen | |
Önder Somer | Bekir | |
Meral Sayın | Ferruh | |
Hulusi Kentmen | Perihan`ın Babası | |
Nezihe Güler | Perihan'ın Annesi | |
Birsen Menekşeli | Şükriye | |
Devlet Devrim | Berna | |
Memduh Ün | Talat | |
Nurlan San | Müjgan | |
Handan Adalı | Sahire | |
Esin Gülsoy | Nermin | |
Meral Kurtuluş | Fatma | |
Tünay Süer | Hatice | |
Rukiye Göreç | Ömer`in Ablası | |
Nevzat Okçugil | Madam Marika | |
Adnan Uygur | Gülşen`in Kocası | |
Selahattin İçsel | Doktor | |
Zeki Sezer | Doktor | |
İclal Genç | Şükriye`nin Annesi | |
Yunus Yılmaz | Komiser | |
Nilüfer Uygur | ||
Biriz Arcan | ||
Atıf Tuna | ||
Jeyan Mahfi Tözüm | Belgin Doruk Seslendirmesi | |
Toron Karacaoğlu | Cüneyt Arkın Seslendirmesi | |
Abdurrahman Palay | Ö. Somer Seslendirmesi | |
Handan Kadıoğlu | N. Çehre Seslendirmesi | |
Doğan Bavli | M. Sayın Seslendirmesi | |
Kemal Ergüvenç | H. Kentmen Seslendirmesi | |
Ayşegül Devrim | N. San Seslendirmesi | |
Sacide Keskin | M. Kurtuluş Seslendirmesi | |
Suna Pekuysal | E. Gülsoy Seslendirmesi | |
Gülen Kıpçak | T. Süer Seslendirmesi | |
Hayri Arlı | Seslendirme |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Eser
|
|
Süre
|
99 dk
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
Dr. Ömer’le karısı Perihan’ın mutlu bir evlilikleri vardır.Ancak yeni bir muhite taşınınca hayatları birdenbire değişir.Yeni taşındıkları yerde bütün karıkocalar birbirlerini aldatmaktadır.Ve zamanla Dr. Ömer de bu fırtınaya kapılır.Aynı mahalleden Gülşen’le gizli aşk yaşar. Karısının da öğrenmesiyle mutlu aile yuvası iyice dağılmaya başlar.Üstüne üstlük küçük kızları da ölünce karısı onu terk eder ve yapayalnız kalır.Bir yağmurlu gecede intihar edecekken karısı Perihan gelir ve ona sarılarak affeder ve film böylece sonlanır.
Kurgu
|
Özdemir
Arıtan (Kurgu)
|
Sanat Yönetmeni
|
Stavro
Yuanidis (Sanat Yönetmeni)
|
Yapım Ekibi
|
Sabri
Arslankara (Yapım Sorumlusu)
|
Melih Gülgen (Yapım
Sorumlusu)
|
|
Adnan Uygur (Yapım
Sorumlusu)
|
|
Nejat Özemre (Set
Amiri)
|
|
Yönetmen Ekibi
|
Savaş Esici (Yönetmen
Yardımcısı)
|
Alpay Ziyal (Yönetmen
Yardımcısı)
|
|
Kamera Ekibi
|
Mukrimin
Şumlu (Kamera Asistanı)
|
Post-Prodüksiyon
|
Mihail
Skarpedis (Laboratuar)
|
Işık Ekibi
|
Erol Batıbeki (Işık
Şefi)
|
Cengiz Arlı (Işık
Şefi)
|
|
Ses Ekibi
|
Tuncer
Aydınoğlu (Ses Kayıt)
|
Firmalar
|
Uğur Film (Yapım)
|
Replikler :
Si minör 6 numaralı
‘Patetik’ Senfoni Op. 74. (1893) (Pyotr Ilyiç Tchaikovsky); I. Adagio. Allegro
non troppo (12–13 buçuk dakikalar arası).
Perihan; “Ne kokuyor sende?”
Dr. Ömer; “Bilmem.”
Perihan; “Tuhaf bir koku. ‘Arpege’ gibi. Hayır, ‘Bandi’ bu.”
Ömer; “Nereden çıkarıyorsun? (Durumu şaka ile kurtarmaya çalışarak) Eter olmasın?”
Perihan; “Kim bilir belki de eterdir. Eğer kadınlar eter de sürünmeye başladılarsa.”
Aynı adlı eserin (1924/44) (Halid Ziya Uşaklıgil) (Özgür Yayınları-birinci basım 2006) Yeşilçam uyarlaması. Giray ailesi ‘her şeyiyle tam kendilerine göre’ olan eve (Muammer Karaca’nın Yeşilköy’deki villası) taşınmış. Ömer ve Perihan (romanda Vedi de) 8 yıllık evliler. İki kızları var; Ayla (kitapta Leyla) ve Selma. Evleri de üçüncü çocukları. Şimdilik ‘beraber geçirdikleri yıllar ve çocuklarıyla’ birbirlerine ‘iyice perçinlenmiş’ gibiler.
“İnsanın her zaman mesut olması mümkün mü bu dünyada?”
‘Patetik’ Senfoni: IV. Finale. Adagio lamentoso-Andante (1893) (Tchaikovsky) melodisinin olduğu sahnede ‘Dr. Ömer B. Giray-İç Hastalıkları Uzmanı’ levhasını evin duvarına vidalayan kahramanımız bu unvanı alabilmek için nelere katlandığını anlatıyordu. (‘B’ Behiç demekmiş. Sf. 27). Bir memur çocuğu. ‘Mülkiye tıbbiyesi’nden (tıp fakültesi) birincilikle mezun olduğu yıl anne ve babasını kaybediyor. Eğitimine, ablası (romanda Meveddet) ve eniştesi Şükrü’nün yardımı ile Avrupa’da ‘ecnebi şehirlerinden birinde devam etmiş’. Perihan’ı tanıması, İstanbul’a dönüp çalışmaya başladıktan sonra ve ‘küçük bir soğuk algınlığı’ dolayısıyla. “Sevişmeyi beklemeden evlendik.” Şimdi karısına “Bilsen ne mesudum” diyor ama okul boyunca ‘kendisini her şeyden mahrum etmesi’ sonradan üzüntülere neden olacaktır. “İnsan gençliğinin hakkını vermedi mi hiç ummadığı bir anda hayatının bütün düzeni alt üst oluyor.”
Yeni muhitlerinde ‘Çarşamba geceleri aile yemeği, Cumartesi caz’ varmış. İlk toplantıda Ömer’in fakülteden bir arkadaşıyla karşılaşırlar. Bekir, okulu bitiremeyince ‘işi tüccarlığa, komisyonculuğa vuran’ çapkın biri. (Bekir Servet ise doktor.) Anlattıklarıyla komşularını ve nasıl bir çevrede olduklarını öğreniyorlar. Yan evdeki Talat Bey ‘sonradan zengin olup rahata erince karısı Müjgan’dan (romanda Mürüvvet) bıktığını fark etmiş’. Ailesinin zoruyla kendisinden daha yaşlı Şükriye ile evlenen Avukat Ferruh, Berna (kitapta karısı ve sevgilisinin adları Şeküre ve Refet) ile avunuyor. Hariciyeci merhum Veli Bey’in karısı Sahire Hanım şimdi (kocasının yardımıyla iş hayatına atılmış olan) Süleyman’la beraber. Kızları Gülşen ile Nermin (romanda Neyyir ve Nebile) ‘sık sık zengin adamlarla nişanlanır, bir sürü masraf yaptırdıktan sonra ayrılırlar’mış. ‘Anne ve babası arasında evlilik bağı olmayan’ anlamında bir lakabı olan Bekir de Nermin’le gününü gün ediyor.
‘Ebb Tide’ (1953) (Maxwell / Sigman) ve ‘Too Much Tequila’ (1959/1960) (Dave Burgess). Fausto Papetti’nin ‘1a Raccolta’ (1960) uzunçalarındaki melodilerle izlediğimiz sahnede bir ‘aile faciası’ var. Ferruh’un ‘bir bahaneyle uyutup evde bıraktığı’ karısı Şükriye onu Berna ile yanak yanağa dans ederken görünce kriz geçiriyor. Sonraki olaylarla bir kutu ‘Luminal’ içerek canına kıyar.
Arka masadakiler Bekir’i çağırınca olan konuşma ‘muhit’ hakkında daha iyi bilgi veriyor.
Perihan; “Sizi tutmayalım Bekir Bey. (Arkadaşlarınıza) Ayıp olmasın.”
Bekir; “Buradakileri yakından tanırsanız hiçbir şeyin ayıp olmadığını anlarsınız.” (Sonradan Bekir, Müjgan’la ve Talat da Nermin’le evlenerek ‘bir nevi değiş tokuş yaparlar’.)
Ayla’nın baş ağrıları ve Ömer’in Gülşen ile ilişkisi aynı günlerde başlıyor. Ev kalabalık. Perihan’ın anne ve (filmdeki tüm erkekler gibi çapkın) babası (romanda Salime ve Mansur); Şükrü’yü kalp krizi sonucu kaybeden görümce; Kocası Mehmet Ali’nin evden kovduğu hizmetçi Hatice (kitapta Suzidil) ve oğlu Ferit; Çocuğu olmuyor diye üzerine kuma getirilen bir diğer hizmetçi Fatma (Andelip); Talat Beylerin hizmetçisi Sevim (İsmet) de onlarda.
‘Soğuk algınlığı’nın Ömer’in yaşamında önemli bir yeri var. Tüm güzelliği ile yatakta yatan Gülşen’i muayene ettiğinde “Hafif bir soğuk algınlığı” diyor. Ama ‘ikisi de bu dakikanın yeni bir istikbale eşik teşkil edeceğine vâkıftılar’ (sf. 182–183). Kulağını dayayıp genç kızın göğsünü dinlerken ‘artık tabip değil’. “Böyle ihtiras dolu bir dakikayı hayatının hiçbir deminde” yaşamamış (sf. 184). ‘Kulakla dinleme’ stetoskoplu 60’lara değil romanın yazıldığı1902’ye daha uygun.
Mum dibine ışık vermez. ‘Nine Kadın’ diye takıldıkları Ayla’nın rahatsızlığı için de “Soğuk algınlığıdır… Yarına bir şeyi kalmaz” demişti ama günler sonra gerçeği öğrenirler; Lösemi (romanda ‘iltihâb-ı sehâyâ’ yani ‘beyin zarı iltihabı’). Bu arada Gülşen’e bir koca bulunmuş. Bekir “Enayinin biri alacak onu Amerika’ya (kitapta Mısır’a) götürecek” diyor. ‘Biricik müttefikimiz’ kızıp ambargo uygulamasın diye durumu açıklar; “Amerika’ya yerleşen iş adamlarımızdan biri götürecekmiş.”
Görümcesi “Allah düşmanıma vermesin. Şüphe ateşten gömlek” demişti. Zaten bir şeyler sezinleyen Perihan, onların telefon konuşmalarından durumu öğreniyor. Mezarlıktaki küçük toprak yığını önünde kocasına sessizce haykırır; “Buraya yalnız Nine Kadın’ı değil 8 yıllık saadetimizi, bütün bir ömürlük ümitlerimizi, hayallerimizi gömdük.”
Filmin sonunda yine beraberler ama bilmiyoruz (romanda saçları bembeyaz olan) Perihan ona sevgi dolu gözlerle bakmış mıdır bir daha?
Si Minör 6 Numaralı ‘Patetik’ Senfoni Op. 74. (1893) (Tchaikovsky); II. Allegro con grazia. Mehmet Ali, karısı Hatice ve Ferit’i evlerine geri götürüyor. Takside iş bulmuş. İçkiye artık tövbeli. Bir daha karısını dövmeyecekmiş. Annesi de tembihli, gelinine kötü davranmayacak.
Perihan; “İyi geçinirler mi dersin bundan sonra Fatma?”
Fatma; “Geçinmek de neymiş kadınım? Kadın kısmı katlanacak kocasının çilesine. Kitap böyle yazıyor. Katlanmadı mı bana döner Allah göstermesin. Yaşlılığında el kapılarında sürünür. Ah gençlik, insan bunu vaktiyle bilse.”
Perihan; “Ne kokuyor sende?”
Dr. Ömer; “Bilmem.”
Perihan; “Tuhaf bir koku. ‘Arpege’ gibi. Hayır, ‘Bandi’ bu.”
Ömer; “Nereden çıkarıyorsun? (Durumu şaka ile kurtarmaya çalışarak) Eter olmasın?”
Perihan; “Kim bilir belki de eterdir. Eğer kadınlar eter de sürünmeye başladılarsa.”
Aynı adlı eserin (1924/44) (Halid Ziya Uşaklıgil) (Özgür Yayınları-birinci basım 2006) Yeşilçam uyarlaması. Giray ailesi ‘her şeyiyle tam kendilerine göre’ olan eve (Muammer Karaca’nın Yeşilköy’deki villası) taşınmış. Ömer ve Perihan (romanda Vedi de) 8 yıllık evliler. İki kızları var; Ayla (kitapta Leyla) ve Selma. Evleri de üçüncü çocukları. Şimdilik ‘beraber geçirdikleri yıllar ve çocuklarıyla’ birbirlerine ‘iyice perçinlenmiş’ gibiler.
“İnsanın her zaman mesut olması mümkün mü bu dünyada?”
‘Patetik’ Senfoni: IV. Finale. Adagio lamentoso-Andante (1893) (Tchaikovsky) melodisinin olduğu sahnede ‘Dr. Ömer B. Giray-İç Hastalıkları Uzmanı’ levhasını evin duvarına vidalayan kahramanımız bu unvanı alabilmek için nelere katlandığını anlatıyordu. (‘B’ Behiç demekmiş. Sf. 27). Bir memur çocuğu. ‘Mülkiye tıbbiyesi’nden (tıp fakültesi) birincilikle mezun olduğu yıl anne ve babasını kaybediyor. Eğitimine, ablası (romanda Meveddet) ve eniştesi Şükrü’nün yardımı ile Avrupa’da ‘ecnebi şehirlerinden birinde devam etmiş’. Perihan’ı tanıması, İstanbul’a dönüp çalışmaya başladıktan sonra ve ‘küçük bir soğuk algınlığı’ dolayısıyla. “Sevişmeyi beklemeden evlendik.” Şimdi karısına “Bilsen ne mesudum” diyor ama okul boyunca ‘kendisini her şeyden mahrum etmesi’ sonradan üzüntülere neden olacaktır. “İnsan gençliğinin hakkını vermedi mi hiç ummadığı bir anda hayatının bütün düzeni alt üst oluyor.”
Yeni muhitlerinde ‘Çarşamba geceleri aile yemeği, Cumartesi caz’ varmış. İlk toplantıda Ömer’in fakülteden bir arkadaşıyla karşılaşırlar. Bekir, okulu bitiremeyince ‘işi tüccarlığa, komisyonculuğa vuran’ çapkın biri. (Bekir Servet ise doktor.) Anlattıklarıyla komşularını ve nasıl bir çevrede olduklarını öğreniyorlar. Yan evdeki Talat Bey ‘sonradan zengin olup rahata erince karısı Müjgan’dan (romanda Mürüvvet) bıktığını fark etmiş’. Ailesinin zoruyla kendisinden daha yaşlı Şükriye ile evlenen Avukat Ferruh, Berna (kitapta karısı ve sevgilisinin adları Şeküre ve Refet) ile avunuyor. Hariciyeci merhum Veli Bey’in karısı Sahire Hanım şimdi (kocasının yardımıyla iş hayatına atılmış olan) Süleyman’la beraber. Kızları Gülşen ile Nermin (romanda Neyyir ve Nebile) ‘sık sık zengin adamlarla nişanlanır, bir sürü masraf yaptırdıktan sonra ayrılırlar’mış. ‘Anne ve babası arasında evlilik bağı olmayan’ anlamında bir lakabı olan Bekir de Nermin’le gününü gün ediyor.
‘Ebb Tide’ (1953) (Maxwell / Sigman) ve ‘Too Much Tequila’ (1959/1960) (Dave Burgess). Fausto Papetti’nin ‘1a Raccolta’ (1960) uzunçalarındaki melodilerle izlediğimiz sahnede bir ‘aile faciası’ var. Ferruh’un ‘bir bahaneyle uyutup evde bıraktığı’ karısı Şükriye onu Berna ile yanak yanağa dans ederken görünce kriz geçiriyor. Sonraki olaylarla bir kutu ‘Luminal’ içerek canına kıyar.
Arka masadakiler Bekir’i çağırınca olan konuşma ‘muhit’ hakkında daha iyi bilgi veriyor.
Perihan; “Sizi tutmayalım Bekir Bey. (Arkadaşlarınıza) Ayıp olmasın.”
Bekir; “Buradakileri yakından tanırsanız hiçbir şeyin ayıp olmadığını anlarsınız.” (Sonradan Bekir, Müjgan’la ve Talat da Nermin’le evlenerek ‘bir nevi değiş tokuş yaparlar’.)
Ayla’nın baş ağrıları ve Ömer’in Gülşen ile ilişkisi aynı günlerde başlıyor. Ev kalabalık. Perihan’ın anne ve (filmdeki tüm erkekler gibi çapkın) babası (romanda Salime ve Mansur); Şükrü’yü kalp krizi sonucu kaybeden görümce; Kocası Mehmet Ali’nin evden kovduğu hizmetçi Hatice (kitapta Suzidil) ve oğlu Ferit; Çocuğu olmuyor diye üzerine kuma getirilen bir diğer hizmetçi Fatma (Andelip); Talat Beylerin hizmetçisi Sevim (İsmet) de onlarda.
‘Soğuk algınlığı’nın Ömer’in yaşamında önemli bir yeri var. Tüm güzelliği ile yatakta yatan Gülşen’i muayene ettiğinde “Hafif bir soğuk algınlığı” diyor. Ama ‘ikisi de bu dakikanın yeni bir istikbale eşik teşkil edeceğine vâkıftılar’ (sf. 182–183). Kulağını dayayıp genç kızın göğsünü dinlerken ‘artık tabip değil’. “Böyle ihtiras dolu bir dakikayı hayatının hiçbir deminde” yaşamamış (sf. 184). ‘Kulakla dinleme’ stetoskoplu 60’lara değil romanın yazıldığı1902’ye daha uygun.
Mum dibine ışık vermez. ‘Nine Kadın’ diye takıldıkları Ayla’nın rahatsızlığı için de “Soğuk algınlığıdır… Yarına bir şeyi kalmaz” demişti ama günler sonra gerçeği öğrenirler; Lösemi (romanda ‘iltihâb-ı sehâyâ’ yani ‘beyin zarı iltihabı’). Bu arada Gülşen’e bir koca bulunmuş. Bekir “Enayinin biri alacak onu Amerika’ya (kitapta Mısır’a) götürecek” diyor. ‘Biricik müttefikimiz’ kızıp ambargo uygulamasın diye durumu açıklar; “Amerika’ya yerleşen iş adamlarımızdan biri götürecekmiş.”
Görümcesi “Allah düşmanıma vermesin. Şüphe ateşten gömlek” demişti. Zaten bir şeyler sezinleyen Perihan, onların telefon konuşmalarından durumu öğreniyor. Mezarlıktaki küçük toprak yığını önünde kocasına sessizce haykırır; “Buraya yalnız Nine Kadın’ı değil 8 yıllık saadetimizi, bütün bir ömürlük ümitlerimizi, hayallerimizi gömdük.”
Filmin sonunda yine beraberler ama bilmiyoruz (romanda saçları bembeyaz olan) Perihan ona sevgi dolu gözlerle bakmış mıdır bir daha?
Si Minör 6 Numaralı ‘Patetik’ Senfoni Op. 74. (1893) (Tchaikovsky); II. Allegro con grazia. Mehmet Ali, karısı Hatice ve Ferit’i evlerine geri götürüyor. Takside iş bulmuş. İçkiye artık tövbeli. Bir daha karısını dövmeyecekmiş. Annesi de tembihli, gelinine kötü davranmayacak.
Perihan; “İyi geçinirler mi dersin bundan sonra Fatma?”
Fatma; “Geçinmek de neymiş kadınım? Kadın kısmı katlanacak kocasının çilesine. Kitap böyle yazıyor. Katlanmadı mı bana döner Allah göstermesin. Yaşlılığında el kapılarında sürünür. Ah gençlik, insan bunu vaktiyle bilse.”
Diğer :
Gaziantep Film Şenliği'nde
en başarılı film ödülü almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
EKSİKLER VE YANLIŞLAR İÇİN LÜTFEN YORUM YAPIN. YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.