HUNP: 8,3 Follow @filmnostalgi Tweet |
Vizyon Tarihi : 1966
Hunp : 8,3
Orijinal Dil : İsveççe, Türkçe, Rusça
Özellik : Türkçe Alt Yazılı
Oyuncular :
Bibi Andersson | Hemşire Alma | ||
Liv Ullmann | Elisabeth Vogler | ||
Margaretha Krook | Doktor | ||
Gunnar Björnstrand | Bay Vogler | ||
Jörgen Lindström | Çocuk (Elizabeth'in Oğlu) |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Süre
|
84 dk
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Isveç
|
Etiketler
|
Türkçe
Türkçe Alt Yazılı
İsveççe
Rusça
Bir hemşire, konuşmayı reddeden, herhangi bir psikolojik
rahatsızlığı olmamasına rağmen çevresiyle iletişimi tamamen kesmiş bir
aktristin bakımını üstleniyor. İkisi bir yazlıkta birlikte zaman geçirirken,
birinin sessizliği nedeniyle açılan kışkırtıcı ve korkutucu kişilik çukuruna
diğerinin (hemşirenin) karakteri düşüyor ve kendini en ince detayları ile açık
etmeye başlıyor. Ve bir süre sonra hemşirenin kendi karakteri yok olup tamamen
aktristin karakteri içinde eriyerek şekil değiştiriyor. (bibi andersson ve liv
ullman'ın oyunculukları mükemmel) Sessizliğin gücü, karakter olmak, oynamak,
kişilik ve kadın kimliği (John Berger'in Görme Biçimleri'ndeki tezini
hatırlamakta fayda var: özellikle kadınların kendilerinden beklenen kimlik ve
içlerindeki gerçek kimlik arasındaki bölünmüşlükleri) üzerine bir başyapıt.
1966 yılından sonraki sinemayı en çok etkilemiş ve hatta onu bizzat yaratmış
olan filmlerden biri Persona. Ama burada örneğin bir Potempkin Zırhlısı ya da
bir Metropolis gibi ancak miras kağıtlarındaki yazı olabilecek, yapacağını
yapmış sonra da hükmünü uzun zaman önce kaybetmiş bir anlatı göremezsiniz.
Bergman'ın Persona'sı, bugün bile tüm yönetmenlerin hayalini süsleyebilecek ve
yapıldığı anda tüm dünyanın önünde eğileceği gerçek sinema anlatısıdır.
Yapıldığı yıl bir kesimin takdirini toplamakla birlikte çok büyük bir kesim
tarafından da acımasızca eleştirilmişti. Ne var ki sonrasında kuralları koyan
filmlerden biri oldu.
A young nurse, Alma, is
put in charge of Elisabeth Vogler: an actress who is seemingly healthy in all
respects, but will not talk. As they spend time together, Alma speaks to
Elisabeth constantly, never receiving any answer. Alma eventually confesses her
secrets to a seemingly sympathetic Elisabeth and finds that her own personality
is being submerged into Elisabeth's persona.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder