HUNP: 8,5 Follow @filmnostalgi Tweet |
Sevmek Zamanı
Vizyon Tarihi : 1965
Hunp : 8,5
Orijinal Dil : Türkçe
Orijinal Dil : Türkçe
Oyuncular :
|
Müşfik Kenter | Boyacı Halil |
|
Sema Özcan | Meral İlter |
|
Fadıl Garan | Mustafa |
|
Süleyman Tekcan | Başar |
|
Oya Bulaner | Meral'in Arkadaşı |
|
Adnan Uygur | Meral'in Babası |
|
Deniz Çakır 2 | Meral'in Arkadaşı |
|
Osman Karahan | |
|
Mehmet Umar | |
|
Ayben Erkmen | Hizmetçi |
|
Abdullah Demiryan | |
|
Erdoğan Esenboğa | F. Garan Seslendirmesi |
|
Kemal Ergüvenç | A. Uygur Seslendirmesi |
|
Yorgo İlyadis | Seslendirme |
|
Fatoş Tez | S. Özcan Seslendirmesi |
|
Hayri Esen | M. Kenter Seslendirmesi |
|
Abdurrahman Palay | S. Tekcan Seslendirmesi |
Yönetmen
|
|
Senaryo
|
|
Yapımcı
|
|
Müzik
|
|
Görüntü Yönetmeni
|
|
Süre
|
90 dk
|
Tür
|
|
Özellikler
|
|
Ülke
|
Türkiye
|
Etiketler
|
|
Post-Prodüksiyon
|
Hilmi
Başcan (Laboratuar Şefi)
|
Ses Ekibi
|
Yorgo
İlyadis (Ses Kayıt)
|
Firmalar
|
Troya
Film (Yapım)
|
Bir kadının suretine âşık olan Halil’in
hikâyesi konu edilir. Halil boyacılık yaptığı köşkte, Meral’in duvarda asılı
resmini görür ve ona âşık olur. Her gün resme bakmak için köşke gider. Köşkün
sahibi Meral, arkadaşlarıyla köşke geldiğinde Halil’i görür. Halil’in resmine
âşık olmasından etkilenir. Ancak Halil, Meral’e değil, onun suretine âşık
olmuştur. (TSA)
Replikler:
Halil ; "Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle..ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. İnanamadım..İkinci kez zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet DEĞİŞMEZİ bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu..Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı."
Meral ; "Benim bakışlarımda da sevgi var. Ben de senin kendini görüyorum. Resmimin yerine ben seveceğim seni. ARTIK BEN VARIM."
Adı önce Tutku olarak düşünülen filmde Büyükada..Yağmurlu bir sonbahar günü deniz kenarındaki tenha lokantada 'Öğle Rakıları'nı içen Mustafa ve Halil. Genç olanı (Halil) bir süre sonra oradan ay rılıp arabasız (umarız hâlâ öyledir) sokaklarda yürüyor. Bir eve girer. Üst katta, duvarında güzel bir genç kızın, Meral'in, hatırı sayılır büyüklükteki resminin bulunduğu oda..Perdeleri açtıktan sonra (ve filmin sonuna kadar) resme öyle bir bakar ki..Eve girerken, bahçe kapısını kullanmayıp duvardan atlaması dışında her şey 'evindeymiş' hissini veriyor. Yemek sonrasının geçikmiş keyif sigarasını yakıp, yakındaki bir makaralı teybi çalıştırınca 'Nihavent Saz Semaisi' (Neyzen Tevfik) odayı doldurur. Oturduğu koltukta, nihayet, resimle baş başadır.
Tam da o gün, evin sahibi Meral, kız arkadaşlarıyla 'güzel bir hafta sonu geçirmek için' Ada'ya gelmiş. Eve girip müzik sesini duyunca ne olduğuna bakmak için yukarı çıkar. Önce durumu tam olarak anlayamaz. Bakışları Halil ile kendi resmi arasında gidip gelir.
Halil ; "Hırsız değilim."
Meral ; "Buraya ne zamandan beri geliyorsun?"
Halil ; "Bir seneden beri her gün geliyorum. "
Meral ; "Peki, ne yapıyorsun burada?"
Halil ; " "
Meral ; "Gitmek mi istiyorsun?"
Halil ; "Evet."
Meral ; "Bir şey daha soracağım. Kimsin, ne iş yapıyorsun?"
Halil ; "Boyacıyım. Evlerin iç süslemelerini yaparım. Şu yukarda Ahmet Beylerin köşkünde çalışıyorum. Geçen sene de bu eve boya yapmıştık."
Birkaç gün sonra Mustafa'nın söyledikleri "Peki, şimdi ne olacak? Oraya rahat rahat gidemezsin artık. Senin, kendi fotoğrafına aşık olduğunu anladı değil mi?"
Az rastlanan bu durumdan etkilenen Meral, delikanlıyı her görmeye gidişinde Halil "Resmin ile aramdaki bir durum seni ilgilendirmez. Ben senin resmine aşığım", "Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey..Benimle resminin arasına girme" gibi sözlerle ondan uzak durur. Ama, 40'lı yıllarda söylendiği gibi diş macunu, bir kez tüpten çıkmıştı ve (sonraki yılların teknolojisi ile bir miktar mümkün olsa da) geri koymak çok zordu. Genç kız o koskoca resmi Halil'e verir ve sonraki bir gün İstanbul'a döner. Mustafa hep Meral'den yanadır "Madem ki şimdi o senin kendisine (resmine) aşık olduğunu biliyor ve de bu sevgiyi seninle paylaşmak istiyor o halde onunla bölüşmeye mecbursun." Halil her ne kadar "Ona ait olmayan bir şeyi onunla nasıl paylaşırım? Aşkım yalnız bana, kendime ait bir şey" diye dirense de sonunda Meral'i arıyor.
Genç kızla evlenmek için yanıp tutuşan Başar'ın yaklaşımı ise biraz farklı ; (Abdurrahman Palayın sesi ile) "Sen Adadaki olayın tesirinde kalmışsın. Resme aşık olmak iyi numara..Çocuk olma Meral, sen öyle birini sevemezsin..Bak, birkaç gün beraber olalım, unutur gidersin o adamı."
Maslak'taki Atış Poligonu ; Başar'ın, kıskançlıkla, adamlarına Halil'i kıyasıya dövdürmesi ; Meral ; Meral'in babası. Tüm bu hızlı olayların sonunda, Halil "Sana aşık olarak kalmak istiyorum" diyerek genç kızdan tekrar uzaklaşır. (Resim yerine sen diyebildi sonunda.)
Bir süre sonra Mustafa, gazeteden Meral'in evleneceğini okuduğunda Halil'de bir şeyler değişmeye başlıyor. Önceleri Meral'e "Ben resmine aşığım. Ölünceye kadar onu seveceğim" demişken şimdi resim yetmemeye başlar.
Filmin sonuna doğru onu, çok güzel manzaralı bir gölde kürek çekerken görüyoruz. Kayıkta, ayrıca, Meral'in o büyük fotoğrafı ve gelinlik giymiş bir manken var. 1959 model bir Chevrolet gelir. Nikâhtan kaçıp ona gelen Meral yavaşça kayığa biner. (Genç kızın sudaki yansıması öylesine güzel ki, delikanlı şimdi de resim yerine bu görüntüye tutulabilir diye düşündük.) Önce, Halil'in bir zamanlar vazgeçemediği resmi, sonra, mankeni suya bırakır. Artık yalnızca ikisi..ama bir de Başar var. Elinde ise atış poligonundakinden farklı olan ve biraz sonra iki sevgiliyi cansız bırakacak bir tüfek, dürbünlü bir tüfek.
Tüm bu acılara karşın, Belgrat Ormanı, göl ve siyah beyaz görüntüler ne kadar güzel.
(Yazan: Murat Çelenligil)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder